Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Paul Halpern

8.3/10
14 Kişi
48
Okunma
4
Beğeni
1.100
Görüntülenme

Paul Halpern Gönderileri

Paul Halpern kitaplarını, Paul Halpern sözleri ve alıntılarını, Paul Halpern yazarlarını, Paul Halpern yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Schrödinger'in denklemi, madde ve enerjinin davranışı- nın uzay ve zamanda nasıl dağıldığını tanımlarken Einstein'in denklemi, uzay ve zaman kumaşının madde ve enerjinin dağılımıyla nas oratdogapa gösteriyordu.
Sayfa 203Kitabı okudu
"Kendisiyle hiçbir zaman çelişmemeyi başaran birisinin, aslında hiçbir şey söylemediğinden derin bir kuşku duymak gerekir."
Sayfa 226Kitabı okudu
Reklam
"Astronomlar, yıldızlar, gezegenler, yıldızlararası gaz vb. gibi, bugün uzayda var olan bütün maddenin bir zamanlar bir "top" içine sıkışmış durumda olduğuna inanırlar. Bu topun boyutu son derece küçük olmasına karşın, içerdiği maddenin yoğunluğu sonsuz büyüktür. Sonra, Büyük Patlama (Big Bang) esnasında bu top birden, henüz açıklanamayan bir nedenle patladı."
"Beli laboratuvarında çalışan iki araştırmacının, Arno Penzias ve Robert Wilson'un 1964 yılında gerçekleştirdikleri şaşırtıcı keşif Büyük Patlama kuramının doğruluğunu kanıtlayarak rahat bir nefes alınmasını sağladı. Kozmik fon ışınımı adı verilen keşif, hiç beklenilmeyen bir şey olduğundan, çok ilgi çekti. New Jersey'de, Holmdel'deki 20-ayak çapında radyo çanağını kullanarak Samanyolu'ndan gelen mikrodalgaları araştıran Penzias ve Wilson'u gözlem boyunca garip ve sürekli "vızıltı" şeklinde bir parazit rahatsız etti durdu. İki arkadaş ne kadar gayret ettiler, araçlarını düzeltmek için durmadan uğraştılarsa da, bu vızıltıyı yok edemediler. Başlangıçta suçu alıcıya yüklediler; baştan sona tekrar tekrar temizlediler fakat vızıltıyı kesemediler."
Sarmal Yayınevi - X. Işık Gösterisi
"Haritaların nasıl bir esin kaynağı olduğuna ilişkin bir örnek olarak Alman jeolog Alfred Wegener gösterilebilir. 1912'de Wegener kıta sınırlarının, bir zamanlar birbirlerine yapışık oldukları izlenimi verecek kadar, uygun bir şekilde birbirlerine geçer göründüğüne dikkat ekmişti. Örneğin Güney Amerika ve Afrika, boz-yap oyuncaklarının parçaları gibi, birbirinin içine girecekmiş gibi görünür. Bu görünümden hareketle, Wegener kıtaların bir zamanlar tek bir kütle olduklarını ve o zamandan itibaren -binlerce yıldan beri- birbirlerinden ayrıldıklarını ileri sürdü. Wegener'in görüşü iyi yapılmış haritalara dayanmaktaydı ve modern bilirnde -kıtaların sürüklenmesi- çalışmalarının başlamasına neden oldu."
Sarmal Yayınevi - VIII.
"Hubble galaksilerin birbirlerinden uzaklaşlığını keşfettiğinden beri, astronomlar evrenin kaç yaşında olduğunu bulmaya çalışmaktadırlar. Yıllar geçtikçe, çeşitli ekipler kozmik yaş tahmini için yeni yeni yöntemler geliştirdiler. Bulunan sonuçlar 8 milyar yıl ile 20 milyar yıl arasında değiştiğinden, birbirleri ile uyuşmadıkları apaçık ortadadır. Değerlerin böylesine geniş bir yelpaze oluşturması astronomlar arasında, astronomik yöntemler hakkında ateşli tartışmalara yol açmıştır. Bununla beraber, evren yaşının tahmini için bilinmesi gereken ilk şeyin geçerli bir Hubble sabit değeri olduğu konusunda hepsi görüş birliği içindedir. Bir kez daha hatırlanmaiıdır ki, bu değer, galaksilerin uzaklıkianna bağlı olarak birbirlerinden ne kadarlık bir hızla uzaklaşlığını ifade eder. Sonra, düşünülen kozmolojik modele bağlı olarak (açık, kapalı veya düz; kozmolojik sabitli veya sabitsiz), şimdiki hızı ile genişlemekte olan evrenin ne kadar yaşlı olduğu saptanabilir."
Sayfa 93 - Sarmal Yayınevi - VII. Yaş Sorunu - "Yaş sorununun çözümü uzay yapısının, büyük boyutta, ayrıntılı bir şekilde gözler önüne serilmesini gerektirmektedir."
Reklam
"Astronomlar, yıldızlar, gezegenler, yıldızlararası gaz vb. gibi, bugün uzayda var olan bütün maddenin bir zamanlar bir "top" içine sıkışmış durumda olduğuna inanırlar. Bu topun boyutu son derece küçük olmasına karşın, içerdiği maddenin yoğunluğu sonsuz büyüktür. Sonra, Büyük Patlama (Big Bang) esnasında bu top birden, henüz açıklanamayan bir nedenle patladı."
Sayfa 88 - Sarmal Yayınevi - VI. Zaman Tetiği - "O zaman evren tüm tahminlerin üstünde sıcaktı; sıcaklık 100 milyar derecenin üstündeydi."
"Andromeda'nın hem büyüklük hem de görünüm olarak kendi galaksimize benzeyen en yakın galaksi olduğunu bilmemizi Hubble'a borçluyuz. Tabii başka galaksiler de vardır ve hatta daha küçük olanlardan bazıları bize Andromeda'dan daha yakındır. Uzun yıllar Macellan Bulutları olarak isimlendirilen iki yapının bize en yakın "uzay adası" olduğuna inanıldı. İki tanesinden biri, Büyük Macellan Bulutu bize daha yakındır ve Samanyolu'na sadece 170 000 ışık-yılı uzaklığında düzensiz şekilli galaksidir.
Sarmal Yayınevi - V. Galaktik Düzen - "Evrende en az 50 milyar galaksi vardır."
Eğer biri, bir kere olay ufkunun içine girerse, artık dönüşü yoktur..
"Bir astronot kara deliğe doğru yola çıkmadan önce uzaygemisine büyük bir saat yerleştirirse, dışardaki bir gözlemci (örneğin uzay istasyonlarından birindeki bir gözlemci olabilir), gemi çökmüş yıldızın yakınına yaklaştıkça, saatin gittikçe yavaşladığını fark edecektir. Aynı şekilde, gittikçe daha yavaş, daha yavaş hareket ediyor gibi, olay ufkunun sınırına asla erişemeyecekmiş gibi görünecektir. Sonunda şaşırtıcı bir durum meydana gelecek, zaman donmuş gibi olacaktır. Astronotun bakış açısına göre ise, bu olay oldukça farklı bir şekilde gelişecektir. Gemideki saat her zamanki hızı ile tik taklarını sürdürecektir. Böylece astronot, karanlık cehennemin içine hızla dalmasını geciktirecek bir şansa sahip olmayacaktır. Hatta olay ufkunun içinden geçtiği anı bile fark edemeyecektir. Fakat ne yazık ki, bu noktadan itibaren kara deliğin içine saplanmış olacaktır. Bununla beraber, gemi aşağı doğru inerken, üstündeki uzayı gözleyebildiğini varsaydığımız talihsiz astronot, gemiden dışarı bakarken, zaman içinde her şeyin hızının arttığını görecektir.."
Sarmal Yayınevi
"Büyük kütleli yıldızlar çok daha dramatik bir gelişim izlerler. Son dönemlerinde kuvvetli bir süpernova patlaması ile karşı karşıya kalan bu yıldızlar bir an içinde, bulundukları galaksinin bütün yıldızlarının toplam parlaklığı kadar parlak olurlar."
Sarmal Yayınevi
Reklam
"En sonunda Güneş soğuk, parlak bir kırmızı dev yıldıza dönüşecektir. Dünya yörüngesine kadar olan uzay hacmini kaplayacak kadar büyüyecek ve bu nedenle öylesine parlak olacaktır ki, çıplak gözle binlerce ışık-yılı uzaklıklardan görülebilcccktir. Dış tabakasındaki maddeyi yavaş yavaş uzaya atarak milyarlarca yıl daha varlığını sürdürecektir. Sonunda dış bölgeleri yok olacak; geriye sıcak, beyaz çekirdek kalacaktır. Yani Güneş beyaz cüce yıldızı olacaktır. Geri kalan enerjisini de vererek iyice büzülecek ve sonunda öleceklir."
Sarmal Yayınevi - II. Yıldızların Seyri
"Proxima Centauri'nin Dünya'ya olan uzaklığı bir futbol sahasının uzunluğu ile temsil edilirse, Pluto'nun Dünya'ya olan uzaklığı ancak kibritçöpü kadardır. Günümüz uzaygemilerinin hızı ile Dünya'dan Proxima Centauri'ye gitmek yaklaşık bir milyar yıl sürer. Tabii astronotlar için böyle bir seyahati düşünmek bile anlamsızdır."
Sarmal Yayınevi - II. Yıldızların Seyri - Uzay-zamanı bükerek bir solucan deliğinden geçmek mümkün olabilir.
"
Isaac Newton
Isaac Newton
evrensel çekim yasası ile ünlüdür. Söylentilere göre, ağaçtan bir elmanın düştüğünü gördüğü zaman, nedenini düşünüp, yerçekimi ile ilgilenmiş ve cisimlerin her biri üzerine uyguladıkları çekim kuvvetini araştırmaya başlamıştır. Hemen, elmayı Dünya'ya çeken çekim kuvvetinin, aynı şekilde Ay'ı Dünya'ya, Dünya'yı da Güneş'e doğru çekmesi gerektiği gerçeğini fark etmiştir. Newton
Principia
Principia
adlı eserinde, hareketli cisimlere ait diğer dinamik yasaları ile beraber, genel çekim yasasını da açıklamaktadır. Bu kitapta, gezegenlerin Güneş etrafındaki eliptİk yörüngelerinin basit bir matematiksel denklemle gösterilebileceği ispatlanmaktadır. Genel çekim yasası çekimler arasındaki çekimsel kuvvetin aralarındaki uzaklığın karesi ile ters orantılı olduğunu verir. Başka bir deyişle, cisimler ne kadar yakınsa, çekimsel kuvvet aralarındaki uzaklığın karesi kadar daha kuvvetlidir."
Sarmal Yayınevi - I. Gezegenlerin Gösterisi
"Ptolemeus görüşünün etkisi ile yüzlerce yıl Dünya evrenin fiziksel merkezi olarak kabul edilegelmiştir ve etrafı karışık yörüngeler üzerinde dolanan cisimler dizisi ile kuşatılmış varsayılmıştır. Bu, kozmolojik düşüncede çok önemli devrimsel bir düşüncenin yer aldığı Rönesans'a kadar sürmüştür. Kozmolojik düşüncedeki bu olağanüstü değişiklikle Dünya tahtından indirilmiş, yerine Güneş oturtulmuştur. O zamandan beri gezegenimiz artık evrenin merkezi olma, dolayısı ile evrende çok önemli bir yer tutma özelliğini yitirmiştir. Güneş-merkezli kozmolojinin ilk önemli taraftarı on altıncı yüzyıl Polanya astronomlarından Nicholas Kopernik (Copernicus)dir."
Sarmal Yayınevi - "Kopernik sistemi, kilise tarafından kiliseye karşı yapılmış bir hareket olarak kabul edildi ve doğal olarak uzun yıllar bilim üzerine gölge düşürülmüş oldu."
"1584 yılında İtalyan düşünürlerden
Giordano Bruno
Giordano Bruno
, kiliseye meydan okuyarak,
Nicolaus Copernicus
Nicolaus Copernicus
'un evren görüşünün doğruluğuna inandığını gösteren Sonsuzluk, Evren ve Dünya isimli bir kitap yayınladı. Bruno, Kopernik'den bir adım daha ileri giderek, Güneş'in etrafında hareket eden gezegenler sistemi gibi, her bir yıldızın etrafında da böyle bir sistem olduğunu ileri sürdü. Böylece, evrende yıldız ve gezegen sayısının sonsuz olduğunu işaret etmiş oldu. Bununla beraber iddiasının doğruluğunu somut kanıtlar yerine, daha çok ruhani deliliere dayandırmaktaydı. Tabii kilise Bruno'nun düşüncelerine Kopernik'e olduğundan çok daha düşmanca yaklaştı. 1600 yılında, düşünceleri kiliseninkilere aykırı olduğu için Bruno bir sırığa bağlanarak Roma'da yakıldı."
Sarmal Yayınevi - I. Gezegenlerin Gösterisi - "Kopernik ve Bruno'nun iddiaları deneysel kaynaklı olmayıp, düşünceye dayanmaktaydı."
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.