Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Paul Halpern

8.3/10
14 Kişi
48
Okunma
4
Beğeni
1.109
Görüntülenme

Paul Halpern Sözleri ve Alıntıları

Paul Halpern sözleri ve alıntılarını, Paul Halpern kitap alıntılarını, Paul Halpern en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yobazlığın kötü sonuçlarından Einstein olsan bile kaçamazsın
Fizik topluluğu Einstein'ı belirlenimciliğin ıssız kalesinde yalnız bırakarak olasılığa dayalı kuantum gerçekliğine dalsa da basın, hâlâ Einstein'ı şöhrete boğmaya devam etti. Einstein, dağınık saçlı dahi, ünlü fizikçi ve yıldız ışığının bükülmesini tahmin etmiş bir mucize yaratıcısıydı. Hükümranlığının etkisini kaybetmiş ve tek işi resmi törenlere katılmak olan kral gibiydi; medya, bilimi gerçekten değiştirmekte olan daha az tanınmış kişilerden çok Einstein'la ilgileniyordu. Her bildirisi meslektaşları tarafından ciddi anlamda görmezden gelinmesine rağmen basında yayımlanmaya devam etti. Einstein'ın hâlâ göstereceği numaraları olduğu algısı hayatının sonuna kadar devam etti. 1920'lerin sonlarında Berlin'de geliştirdiği birleşme kuramları sürekli göz önünde bulunmasını sağladı. Giderek kendisini antika olarak görmeye başlayan fizik topluluğundan reddedilen Einstein, uluslararası medyanın sevgilisi olarak kalmaya devam etti.
Sayfa 151Kitabı okudu
Einstein'ın 16 yaşındayken alışılmadık bir hayali vardı: Kendisini bir ışık dalgasını kovalarken ve onu yakalarken hayal ediyordu. Işık hızıyla hareket edebilseydi, acaba ışığı yine salınırken mi görecekti? Sonuçta bir bisikletin yanında koşarsanız bisikleti sabit duruyormuş gibi görürsünüz. Newton'ın gösterdiği gibi, sabit hızla ilerlemek ve durmak aynı hareket yasalarına tabi olan iki eylemsizlik çerçevesidir. Bu yüzden iki cisim aynı hızla hareket ediyorsa birbirlerini duruyor gibi görürler. Ancak Maxwell'in elektromanyetizma denklemleri gözlemcinin hareketli ya da sabit olup olmamasına atıfta bulunmaz. Bu yasalara göre ışık, boş uzayda daima aynı hızla hareket etmelidir. Einstein, Newton'la Maxwell'in öngörülerinin bariz bir şekilde çeliştiğini fark etti. Sadece biri haklı olabilirdi, ama hangisi?
Reklam
"Astronomlar, yıldızlar, gezegenler, yıldızlararası gaz vb. gibi, bugün uzayda var olan bütün maddenin bir zamanlar bir "top" içine sıkışmış durumda olduğuna inanırlar. Bu topun boyutu son derece küçük olmasına karşın, içerdiği maddenin yoğunluğu sonsuz büyüktür. Sonra, Büyük Patlama (Big Bang) esnasında bu top birden, henüz açıklanamayan bir nedenle patladı."
Karanlık madde ışık vermeyen kütleye sahip maddedir. Birçok biliminsanı evrenin yüzde 90'ından fazlasının, bilinmeyen bileşimli, görünmeyen maddeden ibaret olduğunu tahmin etmektedir. Ancak görünmeyen madde ile normal maddenin etkileşmesinin dikkate alınması gerekir. Aksi halde yapı oluşumunun nasıl meydana geldiği tam olarak anlaşılamaz. Bütün bunlardan anlaşıldığı üzere, kozmosun nasıl şekillendiğini anlamak için, önce "kaybolmuş madde" sorunu açıklığa kavuşturulmalıdır.
Sayfa 108Kitabı okudu
Heisenberg'i öldürmek için gönderilen ajan
Kuantum ve nükleer fizik hakkında kısaca bilgilendirildikten sonra Berg, fizikçi olarak ortaya çıktı ve Aralık 1944'te Heisenberg'in konuşma yapacağı Zürih konferansına katıldı. Bir tabanca ve siyanür kapsülü verilen Berg'in kesin emirleri vardı: Heisenberg bomba üretmeye yakın görünüyorsa Heisenberg'i öldürecekti. Diğer yandan Heisenberg zararsız bir çalışma yapıyor gibi görünürse Berg ona dokunmayacaktı. Heisenberg'in şansına durum ikincisi gibiydi. Heisenberg, bombalarla çok da ilgili bir konu olmayan kuantum mekaniğinde saçılım matrisleri hakkında konuştu. Berg, Heisenberg'in tehlike oluşturmadığına kanaat getirdi.
Sayfa 248Kitabı okudu
Einstein, 1922 yazında genel görelilik hakkında bir sunum yapması için Leipzig'e davet edilmişti. Sommerfeld, Heisenberg'in sunuma katılması ve Einstein'la tanışması konusunda ısrar etti. Heisenberg heyecanlanmıştı. Ancak Yahudi karşıtı tehditler Einstein'ın konuşmayı iptal etmesine ve yerine Max von Laue'yi göndermesine sebep oldu. Heisenberg, Einstein'ın katılmayacağını bilmeden Leipzig'deki toplantı salonuna gitmişti. Salonun girişinde Einstein ve göreliliğin "Yahudi bilimi" olduğunu iddia eden kırmızı broşürler dağıtan Nobel Fizik Ödülü sahibi Philipp Lenard'ın öğrencilerini görünce tedirgin olmuştu. Lenard "saf Alman" olmayan her türlü bilimi yok etmek için Yahudi karşıtı bir kampanya başlatmıştı. Heisenberg, o zamanlar Lenard'ın görüşünün Nazi rejimi altında 15 yıldan daha kısa bir süre içinde resmi politikaya dönüşeceğini tahmin bile etmiyordu.
Sayfa 120Kitabı okudu
Reklam
Heisenberg ve Belirsizlik İlkesi
Heisenberg, makalesinde belirli gözlenebilir çiftlerin aynı anda ölçülmesinin imkânsızlığını ifade ederek, günümüz genellikle "belirsizlik ilkesi" olarak bilinen, kendi deyimiyle "belirlenemezlik ilkesi"ni tanıttı. Konum ve momentum bu gözlenebilir çiftlere bir örnektir; zaman ve enerji başka bir örnektir. Her bir çiftte, birini ne kadar hassas ölçerseniz diğerinin hassaslığı azalır. Bu fikrin arkasındaki matematiksel açıklama (ikili nicelikleri temsil eden matrislerin işlem sıralarına göre farklı sonuçlar vermesi) daha önce geliştirilmiş olmasına rağmen, 1927'deki makalesinde Heisenberg ilk kez fiziksel olarak neler olduğunu açıklamaya çalışmıştır. Heisenberg bir elektronun konumunu ölçmek isterseniz gözlemek için ışığa ihtiyaç duyacağınızı gösterdi. Gereken minimum miktardaki ışık tek bir foton demektir. Elektrona gönderilen tek bir foton elektrona çarparak ilave momentum kazandıracaktı. Böylece elektronun konumunu bildiğiniz bir anda momentumu bilinmeyen bir miktarda bozulmuş olacaktı.
Sayfa 148Kitabı okudu
Einstein somutluktan uzaklaşıp soyutluğa yaklaştıkça -yani deneysel sonuçlara dayanan kuramlardan soyut ilkeler ve estetik kaygılarla şekillenen kuramlara doğru kaydıkça- fizikle ilgili ifadelerinde Tanrı ismini daha çok kullanmaya başladı. Bu Tanrı, İncil'deki baba figürü değildi, ama insanlara ve dünyevi gelişmelere aktif bir şekilde dahil oluyordu. Bu daha çok, -kendisinden doğanın yasalarının çıktığı, zamandan muaf ve mükemmel varlık olan- Spinoza'nın Tanrısıydı. Bir keresinde hahamın sorduğu, "Tanrı'ya inanıyor musun?" sorusuna Einstein şu cevabı vermişti: "Var olanın harmonisinde ortaya çıkan Spinoza'nın Tanrısına inanıyorum, insanların eylemleri ve kaderleriyle ilgilenen Tanrı'ya değil."
Sayfa 114Kitabı okudu
Yenilen pehlivan güreşe doymuyor
Einstein'ın varsayımsal düzeneği belirli aralıklarla foton yayacak şekilde ayarlanmış bir sayaçla donatılmış ışınım dolu bir kutuydu. Kutunun ağırlığını foton yaymadan ve yaydıktan sonra tartarak fotonun enerjisinin tam olarak hesaplanabileceğini ortaya attı. Böylece Heisenberg'in belirsizlik ilkesinin aksine, fotonun enerjisi ve yayılma zamanı aynı anda tespit edilebilecekti. Bohr, zekice Einstein'ın genel göreliliğin etkilerini unuttuğunu fark etti. Einstein'ın kuramını kendisine karşı kullanarak kutuyu tartma işleminin Dünya'nın kütleçekim alanından dolayı konumunun -yaylı kantarda olduğu gibi- çok küçük miktarda değişeceğini söyledi. Genel görelilikte kütleçekim alanındaki bir nesnenin zaman koordinatı konumuna bağlıdır. Bu yüzden konumdaki kayma, belirsizlik ilkesine uygun olacak şekilde zamanın değerini değiştirecekti. Bohr kuantum mekaniğini savunarak Einstein'ı bir kez daha alt etmişti.
Sayfa 191Kitabı okudu
giriş
Einstein'ın rüyası, James Clerk Maxwell'in sonuçlarını daha da genişletmek ve sonuç olarak elektromanyetizmayla kütleçekimi birleştirmekti.
Sayfa 13 - Kırmızı kedi
Reklam
Nazi yasağından en çok etkilenen üniversite, çok sayıda Yahudi fakülte üyesi olan Göttingen'di. Kuantum fiziğinin başarılı isimlerinden biri olan Max Born, istifa etmeye zorlandı. Matematikçiler Emmy Noether ve Richard Courant aynı şekilde görevden alındı. Nobel Ödülü sahibi deneyci James Franck, görevini bırakması istenmeden önce istifa etti. Von Laue bir kez daha iş arkadaşlarından azledilmelere karşı destek istedi, ama sonuç alamadı. Büyük bir ağırlığı olan Planck, her ne kadar kendi içinde Nazi eylemlerinden dolayı dehşete kapılmış olsa da, açık bir şekilde Nazileri protesto etmeyi reddetti.
Sayfa 180Kitabı okudu
Olaylar arasındaki uzayzaman mesafesini bilmek, olayların -birinin diğerini etkilediği anlamında- nedensel olarak bağlı olup olmadığını söyler. Uzayzaman mesafesi sıfır yani "ışıksal" ise ya da eksi, yani "zamansal" ise önceki olay sonrakini etkileyebilir. Diğer taraftan uzayzaman mesafesi artı, yani "uzaysal" ise ışıktan daha hızlı bir sinyal gerektirdiği için nedensel iletişim mümkün değildir. Bu yüzden bir aktris, 2016 Oscar ödül töreninde belirli bir tarzda giyinmişse ve dört ışık yılı uzaklıkta olan Proxima Centauri yıldızındaki başka bir kadın 2017 yılında aynı tarzda giyinmişse onu taklitçilikle suçlayamazsınız. Çünkü aralarındaki mesafe uzaysaldır ve nedensel bir iletişim yoktur. Bir sinyalin ulaşması 1 yıl değil, en az 4 yıl sürecektir. Centaurilinin aynı tarzda giyinmesi ancak evrensel bir tesadüf olacaktır.
Einstein'ın hayat çizgisi 18 Nisan'ın ilk saatlerinde son noktaya ulaştı; hayatın nihai tekilliği. Doktorların uyardığı üzere anevrizması birden patladı. Son sözlerini fısıldadığı hemşire, Almanca bilmediği için ne dediğini anlamadı. Yazık, gelecek nesillerin kaybı.
Sayfa 290Kitabı okudu
Einstein vs Bohr
Einstein'ın, Bohr ve destekçilerinin görüşlerine karşı duyduğu şiddetli antipatisiyle tedirgin ettiği Ekim 1927 de Brüksel'de gerçekleştirilen 5. Solvay Elektron ve Foton Konferansı'nda bu birleşme tartışıldı. Hem Bohr hem de Einstein'ın arkadaşı olan Ehrenfest, göreliliğin babasını fizikteki diğer devrimlere karşı kapalı fikirli olduğu gerekçesiyle azarladı. Einstein'ı kuantum mekaniğine karşı göreliliğin yenilikçi sonuçlarına yapılan geleneksel eleştirilere benzer bir yaklaşım içerisinde olmakla suçladı. Ama Einstein pes etmeyecekti. Konferansta kuantum felsefesi hakkında Einstein'la Bohr arasındaki tartışmalar çoğunlukla konuşmalar sırasında değil, kahvaltı sırasında yapılan gayrıresmi tartışmalardı. Her sabah Einstein masaya kuantum belirlenemezliğinin önüne geçilebileceği varsayımsal durumlar atıyordu. Bohr üzerine biraz düşünüp dikkatli bir şekilde bir itiraz oluşturarak Einstein'a cevap veriyordu. Ertesi gün aynı olay devam ediyordu. Konferansın sonuna kadar Bohr, Einstein'ın tüm itirazlarına karşı kuantum kuramını başarılı bir şekilde savunmayı başarmıştı. Einstein, Berlin'e bilim dünyasında yalnız kalmış biri olarak geri döndü. Einstein'ın dünya çapındaki ünü artmaya devam ederken, yeni nesil fizikçiler kuantum mekaniğine yaptığı itirazlarla alay etmeye başlamışlardı. Bohr, Heisenberg, Born, Dirac ve diğerlerinin savunduğu birleşik kuantum görüşü deneysel sonuçlarla desteklenmeye başlayınca Einstein'ın görüşlerine yaptığı itirazlar, önemsiz ve mantıksız gibi görünmeye başladı.
Sayfa 150Kitabı okudu
Einstein hiçbir zaman bir anıt ya da mezar istemedi. Beyni haricindeki tüm vücudu yakıldı ve külleri saçıldı. Garip bir şekilde patolog Thomas Harvey yakmak için Einstein'ın kadavrasını incelerken bilimsel araştırma için tek taraflı olarak beynini çıkarma ve koruma karar vermişti. Takip eden yıllar da beyni parçalara ayrıldı ve parçalar incelendi. Günümüzde beyninin bazı parçaları Philadelphia'daki Mütter Müzesi'nde gösterilmektedir.
Sayfa 290Kitabı okudu
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.