Kitabı ana karakterimiz Rachel başta olmak üzere üç farklı kadının bakış açısından okuyoruz. Bu yazarın farklı bakış açılarından yazmayı sevdiğini ve bu konuda başarılı olduğunu düşünüyorum. Karanlık sular kitabında da aynı durum vardı çünkü.
Kitabın ilk 100 sayfası falan aşırı sıkıldım ve bu hikaye nereye gidecek dedim. Fakat sonrasında kitap açıldı. Ancak kitabın gerilim polisiye kısmı çok hafif kalmış bence. Bu türe hakim olan hatta olmayan çoğu kişinin de olayların ilerleyişini ve bağlandığı noktayı kolayca tahmin edebileceklerini düşünüyorum. Yani sizi şok edecek gerim gerim gerecek bir şey arıyorsanız bu kitap doğru seçim olmaz. Fakat benim bu kitapta beğendiğim yön gerilim kısmı değil, psikolojik kısmıydı.
Yazar kitaplarında anlattığı şeyin yanında farklı konulara da değiniyor, bunu da çok gerçekçi bir şekilde yapıyor. Farklı karakterlerin gözünden de yazdığı için neyi neden yaptıkları, kendi kafalarında ne düşündükleri falan çok güzel şekilde anlatılıyor. Bu kitapta özellikle alkolün bir insanın hayatına etkileri, aldatmak, aldatılmak, manipülasyon gibi kavramları çok güzel işlemiş yazarımız. Bu hikayeye beni bağlayan ve beğenmemi sağlayan asıl nokta da bu oldu. Rachel'a gercekten üzüldüm ve onu -her ne kadar bazen saçma kararlar verse de- anlayabildim. Güçsüz bir karakter olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Tam tersine kitap boyunca nasıl zorluklarla başa çıktığını ve güçlendiğini görüyoruz. Bu benim çok hoşuma gitti. Keyifli vakit geçirebileceğiniz hafif bir polisiye yoğun bir psikolojik kitap arıyorsanız bir bakmanızı öneririmm.