Batı düşüncesinde hakim olmayı sürdürecek olan oldukça katı bir zaman yaklaşımı olarak, zamanın gerçekdışı olduğu fikrini ilk dile getiren ve savunan da Parmenides olmuştur.
Parmenides, dilin ve düşüncenin mantıksal özelliklerine başvurarak zamanı ontolojisinin dışında bırakır; gerçekten de zamanın olanaklı herhangi bir düşüncenin nesnesi olamayacağı, dolayısıyla da var olmadığını öne sürer.
Parmenides'in temel savı şudur: Söylenebilen, düşünülebilen veya sorgulanabilen herhangi bir şey zorunlu olarak vardır; dolayısıyla var olmayan bir şey hakkında konuşmak veya o şeyi düşünmek anlamsızdır, aynı sebeple olumsuz yargılar düşünülemezdir. Bu tez, zamanın gerçekliğine karşı çıkan argümanların temelini oluşturur. Konuşulabilen ya da düşünülebilen herhangi bir şey "oluşmamıştır ve bozulamaz, eksiksizdir, tektir, hareketsizdir ve yetkindir. Ne bir zamanlar vardı, ne de var olacaktır, zira o şimdi vardır; hemhal, bir ve sürekli.'