Çok bilgili bir yazar. Hayran kaldığımı söyleyebilirim.Bu kitabı okuduğum için şanslı ve rahatlamış hissediyorum.
Çok sağlam eleştiriler vardı.Tüm bu eleştirilerin altı dolu doluydu.
Yazar neolitik zamandan başlayarak bu din fikrinin nasıl oluştuğunu, bu oluşuma nelerin sebebiyet verdiğini çok güzel bir şekilde açıklamış.Çok fazla kavram ama anlayabiliyorsunuz.
Dinin bizi kısıtladığından, içinde bulunduğumuz bu ekonomik düzenin aslında bizi birer köleye dönüştürdüğünü söylüyor yazar ve bu durumda din bir kez daha ihtiyaç haline geliyor belki.
Baskı yapıyor, kısıtlıyor. Bu kısıtlama ise düşünce özgürlüğüne, yaşam tarzına, hal hareketlerimize ve benzeri daha çok şeye getirilen kısıtlamalar.Tüm bunların dizginlenebilmesi için mükemmel bir teselli yöntemi din.
Bir önemli olarak meraktan bahsediyor. Merak etmediğimiz için okumuyor, araştırmıyor ve düşünmüyoruz. Ve hep aynı, asla değiştirilemez, tek doğru olan düşüncelerimizle ölüyoruz.Ve yaşanan bu hayat, hayat değil.
Özet olarak şunları diyebiliriz;
din, bu dünyada daha mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmemiz için vaat edilen şey, ama aslında baskının, kısıtlamanın, köleleşmenin ta kendisi.
