.
Gitme vaktiydi
Bir uçurumun kıyısında kurduk hayallerimiz
Kalbimizden derin rüzgar esti
Kanatlarını açtı kimisi
Bir düşün sıcaklığında buldular kendilerini
Kanatları düştü kimisinin
Oracıkta öldüler
Nefes almayı sürdürerek
Kimisi uçacaktı ki
Yağmur yağdı
Hüzne tutuldular
Rüzgarın izi kaldı bakışlarında
Kırık bir dal gibi kaldılar öylece
Kimsesiz
Yoldaşsız
Bir başlarına...
Ah
O ilk rüzgarda kanatlarını açanlar
Ne de güzel uçtular, uçurumdan özgürlüğe...
roj agir
kitaba bıraktığı küçük notun büyüklüğünü hangi dağ taşır anlar bilemem ama vicdanı olan her can bunun sancısını çeker
"Em deyndarên wen e û hewce nake bibêjim wan tu car ji bîr neke bawer im ew her dem di dilê te de dijîn bila her bijîn"
Onlar ekmek gibi su gibi bizimle beraberdirler
Gidenler ve dönmeyenler ama biz yaşadığımız sürece bizimle beraber yaşayacak olan o canlar
Güneşin sıcak gülüşü ateşin sıcaklığı gibi her zaman bizimle beraber olacaklar
Xeyri Garzan'nın kitap hakkındaki yorumunu kitabı okurken daha çok iyi anladım
Bu kitabı okumak zor geliyor evet ama ne yazık ki gerçeklerden kaçamıyoruz
Yazar ve kalemi kaç tane dağın kökünü alıp göğsüne bastırmış yüreğine bırakmış bunu anlamak için kitabın her satırını her sayfasını okuyup düşünmek gerekiyor
O canlar benim kardeşim senin kardeşin başkasının bir dostu veyahut bir tanıdığı bu yolda yürümüştür bu yolun yolcusu değilim değiliz diyecek çok az doğu insanı vardır
Gidenlerin arkalarında bıraktıkları gerçekleri onları günün her saatinde her anında hatırlayan yazarın kaleminden düşen dağları mahpusları kenar mahalleleri ve çocukları tanımak bilmek istiyorsanız bu kitabı elinize almanızda fayda vardır
A.rahman ÇADIRCI çok güzel ifade etmiş.
"kevok ya da özgürlük"
kürt toplumsal ve ulusal yapılanmasının içinde yaşadığı dönemin ihtiyaçlarından kaynaklanan bir şiir demeti.
Roj'un şiiri, toplumcu şiirin basamaklarından çıkıyor ve 'üçüncü doğacı sanat'ın şair ruhunu yakalamayı amaçlıyor. ve günümüzde şiirin bünyesinde miyasmatik(Kötü hava teorisi) sirayetler yapan betonarme yürekli ve sanal ruhlu şakımalara bir burağan gibi çarpıyor. altın-gümüş takılar ve rujlarla süslü bedene şiirin canfes teniyle karşı çıkmayı erek ediniyor.
Genç şaire girdiği bu sorumlu ve bir o kadar da zorlu yol- culukta başarılarının berdevam halde olmasını temenni ederken, 'kevok ya da özgürlük'ün bu güzel dizelerde dile gelen manidar mesajı hepimizin olsun diyoruz:
kevok ya da özgürlük', günümüzün yozlaştırılmaya çalı- şılan şiir gerçeğine karşı şiiri olması gereken toplumsal ve edebi yerinden çiçeklendirmeye çalışıyor. şiirde dil ve biçemin yanı sıra, muhteva ve mesaja da gereken önemi vererek, ülkesinin içinde yaşadığı gerçeği dile getirmeye çabalıyor.
yürekten kopan "ağıt değil /
gökkuşağı renginde ezgiler" ve kavga çağrıları ve 'bilinmez'in sarayından gelen esinler, itinayla üzerinde durulmuş edebi dize ve bağlamlarla kalbimize akıyor.
'Kitabı anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır,her bir satırı ayrı anlam ve güzellik taşıyan bu kitap insanda umut,yaşam ve özgürlük aşkını körüklendiriyor ne kadar yaşamını dağda sürdürmese de insan bir nevi dağlı oluyor bu kitapla ve Tutkuyla defalarca okuyacağınız muazzam kitap...