İlköğrenimini memleketinde, ortaöğrenimini Ankara Balkiraz Lisesinde tamamladı. Lise birinciliği kontenjanıyla girdiği Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünü uyumsuzluk nedeniyle bıraktı. MEB bursuyla okuduğu Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinden 1973’te Bergson felsefesi üzerine lisans
teziyle mezun oldu. Aldığı bursun karşılığı olarak on yıl kadar yaptığı lise öğretmenliğinden sonra MEB Talim ve Terbiye Kurulu ile Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunda uzman olarak çalıştı. 1998 sonlarında “kurumsal görevi”ni bir basın toplantısı yaparak bıraktı; “daha özgür çalışma”yı seçti.
Kurumsal görevleri dışında, 1970’li yılların ilk yarısından
itibaren belli sorun alanları üzerine yoğunlaştı. Fikir ve Sanat Hareket’ten Felsefe Dünyası’na kadar Düşünce ve Mavera gibi çeşitli dergilerde bilim felsefesi, kültür felsefesi, tarih felsefesine dair yazıları; denemeleri ve eleştirileri yayımlandı.
İlk kitabı olan Sınıfsız Dünya’da (1978) pozitivizm, marksizm ve froydizmin bilimsel eleştirisini yaptı. Bu dönemde İnanç ve
Kültür (1983) adlı kitabı ile Türkiye Yazarlar Birliği Armağanını kazandı (1983). Daha sonra “paradigmal bir kırılma” yaşayarak diğer eserlerini yazdı.
Uzun süre ulusal felsefe platformlarında göründü. Ankara’da yapılan birçok felsefe sempozyumuna bildiriler sundu.
İletişim Yayınlarının Türkiye’de Siyasi Düşünce Dizisinin Milliyetçilik
(2002) ve Muhafazakârlık (2003) ciltlerine katkıda bulundu. Kültür
Bakanlığı Yayın Danışma Kurulu (1986-89) üyeliği yaptı. DPT Kültür İhtisas Komisyonunun (1983-86) çalışmalarına katıldı. Kuruluşundan bu yana Türk Felsefe Derneği üyesi, Türkiye Bilim Kurulu genel sekreteridir.
İlim ve ideoloji dunyanin başlangıcından olmasa bile toplumlasma aşamasındaki zihinlerde yer edinmesi bu düşüncenin kavramlaşarak insanları ve genelinde toplumları etkilemesi, değiştirmesi aşamalarından geçirerek çatışmaya ile son bulma mücadelesidir. İlim bütün milletlere de olmasada klanlar, derebeylikler, devletler ve imparatorluklar bünyesinde
Ben Kültür bakanlığının eski bir basımını okumuştum.Kitapta çoğu şuanda profesör olan felsefecilerimize Sadettin Elibol tarafından felsefe ile ilgili ülkemizi de ilgilendiren çok güzel sorular yöneltiliyor ve Hocalarda bu sorulara gayet güzel cevaplar vermişler ve bu felsefi söyleşi kitabı ortaya çıkmış. özellikle Sartre ile ilgili olan kısım çok hoşuma gitmişti
İnce fakat doyurucu ve ufuk açıcı bir kitap bulabilirseniz bir karıştırın derim.