Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Şafak Pala

Şafak PalaYarım Adam yazarı
Yazar
8.1/10
39 Kişi
88
Okunma
13
Beğeni
886
Görüntülenme

Şafak Pala Gönderileri

Şafak Pala kitaplarını, Şafak Pala sözleri ve alıntılarını, Şafak Pala yazarlarını, Şafak Pala yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İzlerin yönünü değiştirebilmek bizim elimizde, olay tamamen seçim meselesi. İstersek mutluluğa yol alır istersek de acılar içinde kalırız.
Sayfa 344 - Takas Kütüphanesi
"Karanlığın gösterdiği yolda Gördüm simsiyah bir bakışla Yalana göbekten bağlı insanlığı Ve gündüzün ışığında saklanan karanlığı..."
Sayfa 349 - Takas kütüphanesi
Reklam
– Şu dans edenlere bak. Nasıl da bütün güçleriyle vuruyorlar topuklarını toprağa. – Bir devin ağzında yutulmamak adına, bu dünyada ben de varım, der gibi.
Sabah. Tanyeri karşı dağlardan ağarmaya başlayınca ev bir başka beyaza dönerdi. Sanki yüzünü yıkardı sabah çiyiyle ve beyaz, ak pak olurdu bu kez. İç bahçedeki bütün çayırlar da buz beyazı rengiyle başlarını önlerine eğerdi. Sabah ağustos bile olsa ürpertirdi; evin, çayırların ve insanların içini.
Reklam
Anam öldü. Kırk yaşındayım, bir yuva kuramadım. Arkamdakiler benim yüzümden evlenemediler. Sine nereye kadar dimdik duracak? Ya Taymin? Ben kendimden nefret edemedim ama yakında onlar benden nefret edecek.
Onun için akşamlar, ufuktaki kızıllığı seyreden bir çift ela göz ve yalnızlık demekti.
– Uzak ne kadar uzak? Peki yakın dediğin ne Sine? Peki hayat dediğin ne Sine?
– Yüreğime hükmüm geçmiyor Sine. Bugüne kadar hep susarak yaşadım, ama artık dudaklarımı kapatamıyorum. Ben uğraşmadım mı Sine? Hep gece mi yaşadım? Tanrı bize sabahı layık görmemişse suç benim mi? Abim öldüğünden beri burayı ayakta tutmaya uğraşmadım mı?
Reklam
– Uyuyorum, uyanıyorum, gözlerimi açıyorum, o yine oradan bana bakıyor.
– Sen kendini ne çok cezalandırmışsın. Çektiğin ceza yeter. Azat et artık yüreğini.
– Ne diyorsun abi? Olmuş mu elbise? Konuşmamız gereken şey sanki benim elbisem. Biz karşılıklı hiçbir şeyi konuşamadık abi. Konuşmadan da ölüp gideceğiz.
Sözcükler, sözcükler, sözcükler… Bir türlü önü arkası tükenmeyen. Bütün yaşananlar, bütün konuşulanlar, bütün o tümceler ve sözcükler. Uzayın bir yerindeki söz mezarlığında, boş boş sürüklenen anlamsız söz yığınları. Neden bu kadar önemsenir ki? Bu mudur yaşam, bu mudur bir ömür? Bu mudur anlamlı olan? Bilmiyorum!..
Ve gider ardına bakmadan bilmediği diyarlara. Sevgisizlikten kurumuş bir çiçek olur gittiği yerde.
388 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.