Kitap, bir lokma ekmek uğruna yerinden yurdundan olan insanların altüst olmuş hayatlarını, eriyip giden umutlarını, çetin hayat ve yaşam şartlarının feryadını ve göçenlerin arkalarında bıraktığı değerleri konu alır.
İsmi geçen kişiler tamamen hayal ürünü olsa da bizden birileridir. Yazar bunu çok güzel işlemiştir. İnce Memed serisinden etkilendiğini söyleyebilirim. Tüm ayrıntılara tek tek girmiş çünkü. Sıkılmadan okuyacağınız, aa gerçekten bizim memlekette de böyle diyeceğiniz hikayeler, hayatlar.
Taş yerinde ağırdır derler ama hayat şartları öyle zor ki, sizi taştan taşa çalar. Bir arkadaşım Sivas'ın neden bu kadar göç verdiğini kendine dert edinmiş. Sanki kendi aynı sebepten memleketinden başka şehirde yaşamıyormuş gibi. Ona bu merakını yenmesi için bu kitabı okumasını tavsiye ediyorum.
Sıcak, samimi bir hikaye okumak isterseniz size de keyifli okumalar dilerim. Ne olursa olsun her konuda gelişin, yükselin ama aslınızı da kaybetmeyin değerlerinize sahip çıkın!
Sivas'ın Meşeli köyünde yine güneş doğuyordu. Anadolu insanı emektardı, özveriliydi, çalışkandı. Öyle geç saatlere dek uyuyup da sabahın bereketini kaçırmaz. Ailesi baştacıdır, toprağı sevdasıdır, değerleri kutsalıdır. Anadolu bir direniştir, dik duruştur, hem anaç hem ataçtır. Herkesi bağrına basar, kötüyü iyi eder, çirkini güzelleştirir.