En Eski Saşa Sokolov kitaplarını, en eski Saşa Sokolov sözleri ve alıntılarını, en eski Saşa Sokolov yazarlarını, en eski Saşa Sokolov yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Resimlerle anlatım oldukça iyi düşünülmüş. Psikolojik sorunları olan bir karakterin dilinden olduğunu hissettiriyor kitap. Rusların ağdalı dilleri, felsefik göndermeleri bu kitapta da mevcut. Alışık olmayan ya da uygun bir kafada olmayanlar için sıkıcı bir okuma olabilir. Benim de enlerimin arasında olduğunu söyleyemem. Yine de kitaptaki akıl hastalığı mevzusu dışlanmışlık gibi olgular benim için okuma sebebi.
Bana hitap eden bir kitap olduğunu söyleyemeyeceğim. Sokolov'un bu eserini okumak isteği hızlı bir şekilde gelişebiliyorsa kitabı okumak bir o kadar zor. Kitap bir çocuk tarafından anlatılıyor ve bu çocuk bir şizofren. Kitabın ortalarına gelebilmek için baya bir uğraşmanız gerekiyor. Çünkü kitapta kullanılan iç ses, gerçek hayat ile hayali hayatın iç içe geçmesi romanı zor okunur hale getiriyor. Karakterler bir iken iki olabiliyor ve bir karakter farklı zamanlarda iki kişi olabiliyor. Bilinç akışı ile kurgunun bir arada romanda ele alınması roman yazarını yetkin hale getirirken, kitabı bir o kadar zorlaştırıyor.
Giysilerinde kendi karlarını taşıyanlar, genellikle iki tipe ayrılır: Iyi giyinmişler ve kötü giyinmişler, ama adalet hakimdir - kar herkese eşit şekilde paylaştırılır.
"Evet ama nereden başlamalı, hangi sözcüklerle başlamalı?"
Ben başlayacağım ama sen, zihnimin içinde hiç susmadan sürekli beni düzelten, yalanlayan, değiştirmeye çalışan, bana tahammül edemeyen sen, susarsan..
Ben başlayacağım ama sen, benden üstün olduğunu ispat etmeye, benden daha çok bildiğini, benden daha iyi gözlemlediğini kabul
“ Bana öyle geliyor ki biz onunla, zamanla, biraz karışıklık içindeyiz, bir kargaşa yaşıyoruz, her şey olabileceği kadar iyi durumda değil. Bizim takvimlerimiz geçici ve orada yazan rakamlar hiçbir mana taşımıyor, sahte paralar gibi hiç damgalanmamış. Neden, mesela, Ocak birin arkasında ikinin geldiğini, hemen yirmi sekize geçilmediğini düşünmek hoştur. Genel olarak günler birbirini takip edebiliyorsa, bu şiirsel bir saçmalık- günlerin tespihi. Herhangi bir tespih de yok, günler nasıl hayal edilirse öyle geçip gidiyor, bazen bir anda birkaçı birden. Bazen, gün uzun zaman geçmiyor. O zaman boşlukta yaşıyor insan, hiçbir şey anlamıyor ve ağır hastalanıyor. Hatta ben her insanın kendine has bir yanı, hiçbir şeye benzemeyen bir yaşam takvimi olduğunu söylemek isterdim.”