Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Selahattin Şenliler

Selahattin ŞenlilerMamak Cezaevi Günlüğü yazarı
Yazar
9.0/10
2 Kişi
13
Okunma
6
Beğeni
909
Görüntülenme

Selahattin Şenliler Sözleri ve Alıntıları

Selahattin Şenliler sözleri ve alıntılarını, Selahattin Şenliler kitap alıntılarını, Selahattin Şenliler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Adalet bir ağdır, gerili bir ağ. Kuvvetli olan deler geçer, zayıf olan yapışır kalır. Kurtulmak istedikçe de iyice bocalar, kördüğüm olur."
Varsın, bizi duyacak bir tek kişi dahi olmasın; ne çıkar ?... ALLÂH var ya...
Reklam
12 Eylül 1980 ihtilalini yapan heyetten Konya Sıkıyönetim Komutanı olan, Org. Bedrettin Demirel'in bir ifadesi vardı. -"Biz ihtilali bir yıl önce yapacaktık. Ancak şartların olgunlaşmasını bekledik." diyordu. Tabi, Bedrettin Demirel'in, bir orgeneralin, bunu söylemesi çok manidardır. Demek ki, Türkiye'de ihtilal olması hedeflenmiş, planlanmış, bunun şartları hazırlanıyordu. Esas olan burasıdır.
Ülkü Ocakları Genel Başkanı olan Muhsin Yazıcıoğlu'nu, kaldığı koğuştan gece alıp sorguya götürmüşler. Muhsin Başkan, kendisine sorulan sorular hakkında düşüncelerini söyledi. Sorgulayanların M.İ.T'ten olduklarını, ancak bu sorgulamanın siyaset kokan bir yanı da olduğunu ve kendimize dikkat etmemiz gerektiğini belirterek ve Selahattin Arpacı ile bana dönerek; -"İki Selahattin'e de dikkat ediyorlar. İçinizde, tıpkı Merkez Kapalıda olduğu gibi ajanlar var.
Mamak Askeri Cezaevi'ndeki en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi, özellikle Ramazan Ayındaki sıkıntılarımızdan bir tanesi, geceleri sahur yemeği meselesidir. Cezaevi idaresi, bir şekilde bizi terbiye etmek, disiplin etmek için her türlü ibadetlerimizi, dini faaliyetlerimizi, yasaklamaya çalışıyordu. Topluca teravih namazı kılmak, sahur yemeği yemek, iftar vaktinde iftar için yemek hazırlamak; bazı subaylara göre sanki bir başkaldırı, bir isyan gibi algılanıyordu.
1979'un ortalarına geldiğimiz günlerde, Emniyet Teşkilatları da tıpkı diğer öğrenciler, memurlar, işçiler gibi "ülkücü polisler" ve "devrimci polisler" diye ikiye ayrıldılar. Devrimci polisler, diğer bir ifadeyle solcu polisler, "Pol-Der" diye bir polis derneği; milliyetçi, diğer bir ifadeyle ülkücü polisler de "Pol-Bir" diye bir polis derneği kurmuşlardı. Memleketin halini görüyor musunuz? Devletin polisi, ülkücü ve solcu diye iki ye ayrılıyor ve dernekler altında örgütleniyor.
Reklam
-"Solcu'ya varsan da susun, gürültüyü, kavgayı kesin desen hemen Faşist diyor, Sağcıya desen Komünist diyor. Anlayamadım gitti birader" diyordu. -"15 günüm kaldı, bir gideydim şuradan..." dedi Teğmen. Sivilde öğretmenmiş. "Onu da bırakacağım herhalde..." diyordu, başını iki yana sallayarak giderken. Uzaklaşırken dudaklarından dökülen son kelimeleri; -"Bu memlekette öğretmenlik de yapamazsın ki adam gibi..."
Mustafa Sami Barshan, -"Biz ülkücüyüz ve Türk milliyetçisiyiz! Biz dava adamıyız! Adamlıktan öte adamız! Hamdi Sevinç'i vuracaksak veya sizin hakkınızda bir şeyler düşünüyorsak bunu ulu orta konuşmayız. Gerektiği zaman gerekeni neredeyse yaparız. Konuşmayız, yaparız! Onun için bu gibi şeyler ile bizi töhmet altında bırakmayın. Öküz altında buzağı aramayın." dedi.
25 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.