Selahattin Şenliler

Mamak Cezaevi Günlüğü yazarı
Yazar
9.0/10
2 Kişi
13
Okunma
6
Beğeni
942
Görüntülenme

En Yeni Selahattin Şenliler Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Selahattin Şenliler sözleri ve alıntılarını, en yeni Selahattin Şenliler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Okul, istikbal, iş, aş gailesi; evlilik, çoluk çocuk beklentisi, hiçbirimizin aklına gelmiyor. Yegâne gayemiz, inandığımız davanın, hayallerimizin, mefkûremizin, hayata geçirilmesidir.
Odaya girince sorgu hâkimi veya savcı her kimse, -"Gel bakalım Muhsin Yazıcıoğlu, şimdi yaktım senin çıranı." demiş ellerini birbirine vurarak avuçlarını ovuşturarak söylemiş bunu ve devam etmiş konuşmasına, -"İşte açık ikrar var, el yazısı ile açık beyan var. Emir vermişsin, silah vermişsin, git vur demişsin. Bunu nasıl izah edeceksin, bu hususta ne diyeceksin anlat bakalım?" demiş. Muhsin Başkan, lazım gelen neyse söyledim artık dedi. -"Tezgâh kurmak, iftiraya çanak tutmak bir hukuk adamına yakışmıyor. Eğer gereken hassasiyeti gösterir ve araştırmanızı, soruşturmanızı doğru dürüst yaparsanız bu ifade veren arkadaşımızın, işkence altında ifade verdiğini, bu isnat ettiğiniz olayın meydana geldiği 1978 Temmuz ayında bu arkadaşın başka bir suçtan, bir kavgaya karışmaktan dolayı Ulucanlar Cezaevi'nde tutuklu olduğunu ve 2. koğuşta kaldığını göreceksiniz. Araştırın, sorun devletin kayıtları var elinizde." demiş. "Bir telaş başladı odada, bana yaktım çıranı diyen adamın, suratı değişti. Elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi suratını asarak "anlayacağız." dedi..." diyordu Muhsin Başkan bize olayı anlatırken... Savcı veya sorgu hâkimi, önce dışarı çıkartmış odadan Muhsin Başkanı. 15 dakika kadar sonra tekrar içeri almışlar.... "İtirafçının beyanının, olayın olduğu tarihte cezaevinde tutuklu olduğu ve bu nedenle fiili işlemesinin, maddeten mümkün olamayacağı bu nedenle, Muhsin Yazıcıoğlu'na atfedilen cürümün ifasının mümkün olmadığı, cihetle tutukluluğunu gerektirecek müşahhas delil olmadığı için tahliyesine..." diye karar vermişler...
Reklam
Ülkü Ocakları Genel Başkanı olan Muhsin Yazıcıoğlu'nu, kaldığı koğuştan gece alıp sorguya götürmüşler. Muhsin Başkan, kendisine sorulan sorular hakkında düşüncelerini söyledi. Sorgulayanların M.İ.T'ten olduklarını, ancak bu sorgulamanın siyaset kokan bir yanı da olduğunu ve kendimize dikkat etmemiz gerektiğini belirterek ve Selahattin Arpacı ile bana dönerek; -"İki Selahattin'e de dikkat ediyorlar. İçinizde, tıpkı Merkez Kapalıda olduğu gibi ajanlar var.
"Adalet bir ağdır, gerili bir ağ. Kuvvetli olan deler geçer, zayıf olan yapışır kalır. Kurtulmak istedikçe de iyice bocalar, kördüğüm olur."
Ancak Tanzimat'tan sonra yavaş yavaş Ordu'nun ve siyasi iktidarın, vazife sahaları, kuvvet ve nüfus alanları kesin çizgilerle ayrılmıştır. Meşruti idareye geçişten, Sultan Abdülhamit'in hal'linden sonra Ordu'yu, siyasi iktidar uğruna en kötü şekilde kullanan zihniyet, İttihat ve Terakki Partisi'nin zihniyetidir.
Muhsin Yazıcıoğlu öyle bir yiğitti ki gençliğinde bile isminden korkuluyordu
Nurullah mektubunda, kendisine işkence yapılırken bizzat İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş'in başında bulunduğu ve 2. Şube Komiseri D.O'ya (ki bu şahısta işkenceci başlarından biridir ve hükümetin düşme ihtimaline karşı ceplerinde pasaport bulunduranların başında gelmektedir.) bizzat emir vererek işkence yaptırdığını belirtmiş. Hatta H.Fehmi Güneş, Nurullah'a Ülkü Ocakları ve ÜGD eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun ismi ile MHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Mustafa MİT'in isimlerini vermesi için iki milyon lira para teklif etmiş.
Reklam
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.