“Bir gün dergi redaksiyonuna kısa boylu, gözlüklü bir genç geldi.
Almanca bildiğini, hikâyeler yazdığını ve adının Sabahattin Ali
olduğunu söyledi, hikâyelerinden birini bıraktı, çıktı…”
“…Bu hikâye, orman işçilerinin yaşamı üzerineydi.
Alman romantizminin etkisi altında yazılmış olmasına karşın,
konu ve içerik bakımından Türk edebiyatında bir yenilik oluşturuyordu…”
“Genç adamın yetenekli bir yazar olduğu, daha ilk satırlarından anlaşılıyordu.
Hikâye basıldı. Sabahattin Ali’yle tanışmamız böyle başladı…”