En Beğenilen Şinasi Türmüş kitaplarını, en beğenilen Şinasi Türmüş sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Şinasi Türmüş yazarlarını, en beğenilen Şinasi Türmüş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitapta doktora tezini yazmaya çalışan fakat bir türlü buna başlayamayan Mehmet'in hikayesini anlattım. Yalnızlığı fazlasıyla seven Mehmet hayatı yaşamak yerine izlemeyi tercih ediyor ve bu durumundan da şikayetçi değil hatta hoşnut. Kitapta Mehmet'in evdeki ve meşhur yürüyüşlerindeki duygu ve düşüncelerine tanık oluyoruz. Aşk, felsefe, edebiyat, ahlak, adalet gibi konu ve kavramları sürekli düşünen Mehmet kitabın ilerleyen sayfalarında ünlü aktris Rachel Weisz'e benzettiği bir kıza aşık oluyor.
Kitabı birçok kişiye okuttum ve açıkçası çok beğenildi; akıcı, dolu dolu bulundu genellikle. Mehmet'i çok orijinal bulan da oldu, kendiyle özdeşleştiren de.
Okumanızı isterim; sizin için farklı bir deneyim olacağını düşünüyor, beğeneceğinize inanıyor ve umuyorum.
Örneğin acının, yoksulluğun, sefaletin, ölümün ve bu buna benzer
tüm kötülüklerin olmadığı bir dünya hayal edelim. Açlık mı? Yok, herkes
rahatlıkla istediğini yiyip içebilmekte, çok güzel yerlerde barınabilmekte. Aşk
acısı? Yok, herkes istediği kişiyle beraber olabilmekte. Kimse kimseyi
kıskanmıyor, herkes birbirinin iyiliğini düşünüyor. Her şey dört dörtlük. Hatta
öyle ki birbirimize iyilik yapmaya bile gerek yok, kıskançlık olmadığı için aşkın
da tadı çıkmıyor. Çalışma yok, dert yok tasa yok… Böyle bir dünya bizde
duygu denilen bir şey bırakmazdı sanırım. Yüzyılların getirdiği kültür, uygarlık,
edebiyat, felsefe çöp olup giderdi. Özlem, aşk, hüzün ve belki de huzur,
mutluluk törpülenir hatta biterdi. Eğer evren bir simülasyonsa, bu simülasyonun
kodlarında büyük bir kargaşa çıkardı, arıza çıkar ve bir müddet sonra
simülasyon yok olurdu. Yani işin ironik tarafı tam hedeflenen mükemmeliyete
varınca mevcudiyet ortadan kalkardı. Yüzyıllar boyunca özlenen, hedeflenen o
kutsal gün aslında her şeyin bittiği günle aynı.
Edebiyathaberin kitabım için yazdığı tanıtım yazısı
Islak imzalar, çekilen kredilere, yeni alınan arabaların, evlerin sözleşmelerinin altına atılıyor. Ayrıca kredi kartlarımızı bize büyük kolaylık göstererek tüm gizli bilgilerimizle rahatça alışveriş yapabilmemiz için saklayan internet alışveriş siteleri de var. Büyük kolaylık! Bir yandan Rusya’nın vurduğu sivil sayısını ‘cepten’ takip ederken diğer yandan haberin ayrıntıları başladığında ekranı kaydırıp attığımız story’ye kaç kişinin baktığını da görebiliyoruz. Hayat bir şovsa elbette yola devam! Zaten attığımız tweet’lerle dünya haline tavrımızı koyuyoruz. Daha ne? Birbirimizi kandırmayalım. Tam da bu şekilde yaşıyoruz. İşin içinde “insan bu, alışır” kolaycılığının doğruluğu da var şüphesiz ama hepimiz birer seyirciyiz. Şinasi Türmüş’ün Velespit Yayınları etiketiyle yayınlanan Hiçbir Şey Anlamadım kitabı, işte günümüz insanının hayata karşı bu ‘seyirci olma’ halini anlatıyor.
Hiçbir Şey Anlamadım, eylemsizliği eylem haline getirmiş, dünyadaki önü alınamayan gidişatın farkında olan, üzerine düşünen, kafa patlatan ama tek hareket hali yürüyüş olan bir adamın, belki de senin, benim, onun, hepimizin, ‘kavanozdaki beyin’lerin hikayesi.
Yazının tamamı için:
google.com/url?sa=t&source...