geleceğim.
ve her duvarın başına bir karanfil dikeceğim.
her pencerenin altında bir şiir okuyacağım.
her kargaya bir çam vereceğim.
yılana diyeceğim ki: kurbağa nasıl da fiyakalı ama!
barıştıracağım.
tanıştıracağım.
yol alacağım.
ışık içeceğim.
seveceğim.
Ben dünya misafirliğine gittim.
Ben sıkıntı ovasına,
Ben irfan bağına,
Ben bilim ışığının balkonuna gittim.
Dinin basamaklarını çıktım,
Şüphe sokağının sonuna kadar,
Gönül doygunluğunun serin havasına,
Islak sevda akşamına kadar.
Ben birini görmeye gittim,
aşkın öbür ucuna gittim,
gittim kadına kadar,
Lezzet ışığına kadar,
Tutkunun sessizliğine,
Yalnızlığın kanat sesine kadar.
ben düşteydim
uyanıklık seli çıkageldi
gözlerimi uykumun viranesinde açtım
yaşamımın tümünü sarmıştı sarmaşık
damarlarında koşan bendim
onun varlığı bende kök salmıştı
o benim bütünümdü.
hangi pervasız rüzgâr bu sarmaşığın tohumunu benim uykumun ülkesine getirdi?
Leonardo'yu endişelendirmeden, Mona Lisa'nın elbisesine el atabilirim. Hiçbir eser, el sürülemeyecek kadar bitmiş değildir.
(...)
Zirve, bir eserin mesajının bütünlüğü değildir.