Suat hocamın yazdığı, “Dil Politikaları Bağlamında II. Abdülhamit ve Türkçe” ve “Türkçenin Türklerden Çektikleri” başlığı altında iki bölümden oluşan kitapta, Türk dili ve Türk dilinin sorunları kısa kısa denemeler şeklinde ele alınmıştır. Avrupa’da kullanılmakta olan dillerin varlıklarını büyük bir kültürel miras üzerine kurmuşken; Türkçenin Avrupa dilleri gibi zengin bir kültürel mirasın üzerine inşa edilmemesinden, var olma mücadelesini sürdürürken çoğu zamanda da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasından bahsedilmektedir. Türklerin savaşçı ve göç eden bir toplum olmasıyla, onların kalem tutan değil kılıç tutan bireyler olmaları, Türkçeyi yazı dili olarak geliştirmelerini yavaşlatmıştır. Bunun yanı sıra etnik kimliğin oluşmasının ve toplumların ulusallaşmasının ana unsuru olan dil, sözlü kültürün katkılarıyla geniş bir kelime dağarcığına ulaşırken bir yandan da “din” kavramıyla mücadeleye girmiştir. Esasında dilin gelişmesinde din, dinamik bir rol oynarken aynı zamanda bir milletin ulusallaşmasında çok önemli bir görevi olan dile ayak bağı olmuştur. Latince ve Arapça gibi dillerin tarihine bakıldığında bu gözle görülür bir olgudur. Kaşgarlı Mahmut’tan, Âşık Paşa’dan Mehmet Akif’e kadar uzanan bu ve bunun gibi günümüze kadar süre gelen birçok durum ve davranışın sonucunda Türk dilinin geldiği –gelmesi gerektiği hâlde gelemediği- konum hakkında anlatıların bulunduğu, Türkçeyi katledenlerin yine Türkler olduğunu anlatan kitap Türkçenin, Türk dilinin güzelliklerini görmeye, önemini anlamaya bir nebze olsun ışık tutmak için okunmalı okutturulmalıdır.