Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sue Hollingsworth

Sue HollingsworthHikaye Anlatma Sanatı yazarı
Yazar
8.4/10
12 Kişi
69
Okunma
0
Beğeni
650
Görüntülenme

Sue Hollingsworth Sözleri ve Alıntıları

Sue Hollingsworth sözleri ve alıntılarını, Sue Hollingsworth kitap alıntılarını, Sue Hollingsworth en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oysa insanlar birbirlerini çok sevdiklerinde alçak sesle konuşurlar ve çok çok sevdiklerinde, artık kelimelere de ihtiyaç kalmaz...
Sayfa 204Kitabı okudu
Sizinle, anlatacağınız hikayelerle, sizi dinlemeye gelecek kadar zarif olan bu insanların arasında bir köprü kurun. İskoçyalı hikaye anlatıcısı David Campbell, Çoğu zaman bir bilmece sorarak başladı. “Bana bu bilmecemin cevabını söylemezseniz hikaye anlatmaya başlayamam,” derdi ya da kendisi bir kelimeyi söylediğinde dinleyicinin belli bir hareketle anlatıma katkıda bulunmasını isterdi.
Sayfa 263 - İletişimKitabı okudu
Reklam
Eğer ellerimizle bir şeyin jestini yapar ve o hayali nesneye yeterince hassas bir şekilde odaklanırsak, görüntü varlık kazanır. Hikaye anlatıcısı, sahnenin fiziksel gerçekliği, sahne dekoru ve diğer karakterler gibi avantajlı unsurlara sahip olan aktörlerden farklı olarak, dinleyici için her şeyi kendisi yaratmak zorundadır.
Sayfa 166 - İletişimKitabı okudu
İnsan olmak han gibidir, her sabah yeni biri gelir; hepsini sıcak karşılayın ve onları eğlendirin.
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Sayfa 100 - İLETİŞİM YAYINLARI ☪ 2.BASKI 2017-İSTANBUL - The Storyteller's Way. Sourcebook for inspired StorytellingKitabı okuyacak
Bir zamanlar etrafı yüksek duvarlarla çevrili, fakat sadece tek kapısı olan bir şehir vardı. Günlerden bir gün, vahşi ve korkunç bir dev gelip bu kapının tam önüne yerleşti. Kimse ne içeri girebiliyor ne de dışarı çıkabiliyordu. Ne zaman biri yaklaşmaya kalksa, dev ayağa kalkıp büyük bir sopayı sağa sola sallıyordu. Sonunda, kralın kendisi devin karşısına çıkmaya karar verdi. Ona doğru birkaç adım attı, ama dev birden ayaklarının üzerine sıçrayıp kulakları sağır edercesine kükredi. Kral bir an durakladı, fakat sonra bir adım daha attı. Dev yine kükredi, ama kral yürümeye devam etti. Sonra birden garip bir şey fark etti: Deve yaklaştıkça, dev gitgide küçülüyordu. Öyle ki, yanına vardığında devin boyu artık küçük parmağı kadar kalmıştı. Kral o zaman, eğilerek devi yerden aldı ve avucunun içine koydu. "Kimsin sen?"dedi ona. Dev de dedi ki: "Benim adım korku."
Bir grup antropolog, çölde yerliler eşliğinde seyahat ediyordu. Yerlilere ait kaya ve mağara resimlerini görmek istemişlerdi. Sonunda büyük bir kayanın yanına vardılar, fakat görülecek hiçbir şey yoktu. Birden “Nerede burada hiçbir şey yok” dediler. Yerlilerse güldüler ve beraberlerinde getirdikleri su dolu kovaları kayaların üzerine boşalttılar. Hemen resimler meydana çıktı.
Sayfa 269 - İletişimKitabı okudu
Reklam
Sonsuz olan iki şey vardır: evren ve insan ahmaklığı; aslında evrenin sonsuzluğundan emin değilim. -Albert Einstein
Sayfa 216 - İletişimKitabı okudu
İnsanın söylediklerinizi unutacağını, yaptıklarınızı unutacakğını, fakat ona hissettirdiklerinizi asla unutmayacağını öğrendim. -Maya Angelou
Sayfa 262 - İletişimKitabı okudu
Sessiz ol ya da sözlerin sessizlikten daha değerli olsun. -Pisagor
Sayfa 193 - İletişimKitabı okudu
Tek bir çiçekteki mucizeyi açıkça görebilirsek, bütün hayatımız değişir.
Reklam
Bir zamanlar etrafı yüksek duvarlarla çevrili, fakat sadece tek kapısı olan bir şehir vardı. Günlerden bir gün, vahşi ve korkunç bir dev gelip bu kapının tam önüne yerleşti. Kimse ne içeri girebiliyor ne de dışarı çıkabiliyordu. Ne zaman biri yaklaşmaya kalksa, dev ayağa kalkıp büyük bir sopayı sağa sola sallıyordu. Sonunda, kralın kendisi devin karşısına çıkmaya karar verdi. Ona doğru birkaç adım attı, ama dev birden. ayaklarının üzerine sıçrayıp kulakları sağır edercesine kükredi. Kral bir an durakladı, fakat sonra bir adım daha attı. Dev yine kükredi, ama kral yürümeye devam etti. Sonra birden garip bir şey fark etti: Deve yaklaştıkça, dev gitgide küçülüyordu. Öyle ki, yanına vardığında devin boyu artık küçük parmağı kadar kalmıştı. Kral o zaman, eğilerek devi yerden aldı ve avucunun içine koydu. "Kimsin sen?"dedi ona. Dev de dedi ki: "Benim adım korku."
Sayfa 30
İçindeki sesi ne kadar inançla dinlersen, dışındaki sesi o kadar iyi duyarsın. Ve sadece dinleyen konuşabilir.
Tekrar sayısı konusunda asırlardır tekrarlanan bir diğer başarılı formül de, olayları üç defa yapmaktır. Şair Robert Pry, şiir geleneğinde bir şiirin hiçbir zaman bir defa değil, üç defa okunduğunu söyler; birincisinde insan onu kavramaya çalışır, ikincisinde onu hissetmeye başlar, üçüncüsünde ise onun gerçek etkisini hisseder. Geleneksel peri masallarının he­men hepsinde, üç erkek kardeş, üç prenses, üç deneme ve­ya üç yardımcı vardır. Bu üçlük her zaman mutlu sona varır ve bir tamamlanma hissi verir. Bu kalıpta büyük bir bilge­lik gizlidir. Belki insan zihninin düşünme, duyma ve yapma şeklindeki üçlü doğasını da yansıtıyor olabilir. Hikaye anla­tıcılarının her şeyi üçerli yaptıkları söylenebilir!
Ortalama olarak dakikada 18 nefes alırız, Bu da saatte 1080, günde 25.920 nefes eder. Astronomların “kozmik” ya da “platonik yıl” dedikleri, güneşin tüm burçları dolaşarak tekrar aynı noktaya geldiği sürede 25.920 senedir. Diğer bir değişle, evrende bir yıl diyebileceğimiz şey, burada, dünyadaki bir günde aldığımız nefes sayısına eşittir.
Sayfa 67 - İletişimKitabı okudu
Hayat gibi, geçmişten bize kalan en iyi geleneksel hikayelerde zıtlıklar ya da kutuplarla doludur ve bizi bunlarla bir yolculuğa çıkarırlar. Günümüzde bu tür duyguların açlığını çekiyoruz. Batı toplumu bizi her alanda kozalara hapsediyor. Artık merkezi ısıtmamız var, aşırı sıcak veya soğukdan korunuyoruz; lambalarımız var, dolayısıyla gündüz gece ayrımı kalmıyor; kayıp acısını dindirmek için sigorta yaptırıyoruz; ıslanmamak için açık havada özel elbiseler giyiyoruz; yalnızlık ve boşluk hislerini gidermek için telefon, e-posta, Facebook ve televizyon var; kredi kartlarıyla eksikliğini hissettiğimiz her şeyi hemen alabiliyoruz ve ertesi gün de kapımıza geliyorlar. Tüm bunların sonucunda hayat sadece orta alanda yaşanıyor, kalbin açlık duyduğu o iniş çıkışlar olmuyor.
Sayfa 82 - İletişimKitabı okudu
110 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.