Ne desem, hani olur ya günün birinde,deniz kıyısında kayalık bir yere gitmişsinizdir;elinizde bir şarap şişesi vardır;ayaklarınız çıplaktır;dalgaları seyretmişsinizdir. Ya da böyle bir şeyi hayal etmişsinizdir-pek farkı yok nasıl olsa...Boş bulunup da birine anlatırsınız-ki başka türlü bir şey anlatılmaz-en geç iki gün sonra "Gel"der, "Sana bir sürprizim var." Hala alık alık bakarsınız, ve ayıptır söylemesi, bu yaşa gelmişsinizdir,hala bir şeyler bekler, sürpriz bir şey sanırsınız. (Tüm sürprizlerin!..Sizden çalınanlarla gerçekleştiğini ve yeni bir şey gibi sunulduğunu unutup- size de müstahaktır ya,neyse...) Sizi,sizin kayalığınızdan daha alçak bir kayalığa götürür;elinizle daha aşağlık bir şarap verir ve "Hadi" der, "Hadi mutlu ol"
dönüp yürümeye başladığımda, filmlerin finalinde olduğu gibi, sırtımda sanki THE END, yazacaktı. Dönüp baktım
; yazmıyordu. Yaşama devam etmek zorundaydım.