Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Suret Dergisi

Suret DergisiSuret - Sayı 10 dergisi
Dergi
4.3/10
3 Kişi
6
Okunma
3
Beğeni
908
Görüntülenme

Suret Dergisi Sözleri ve Alıntıları

Suret Dergisi sözleri ve alıntılarını, Suret Dergisi kitap alıntılarını, Suret Dergisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Freud'un bastırılanın geri dönüşü ile oluşan 'tekinsiz'inde arzular ve korkuların geçişmesi çok belirgindir. Arzu dolaysız ifadesini bulamamış, ancak bu engellenmeye neden olan korku da özneyi bütünüyle ele geçirmemiştir: Göstergesi 'bastırma'nın varlığı ve işlevselliğidir. Bastırılanı anıştıran bir yaşantının benlik savunma bariyerlerini aşacak şiddette etkisiyle, ya da benliğin, savunma mekanizmalarını canlı tutamayacak ölçüde zayıflamasıyla 'gizli' (heimlich) içerik sahneyi tutar. Bu durumda tehlike çanlarının çalmasının nedeni, arzunun ve korkunun çiğ halleriyle bir arada kendilerini dayatmalarıdır.
Kaygı nedir?
Bebeğin bilebileceği ilk nesne, yani meme hem ona aittir hem de değildir. Fakat başlangıçta bebek bundan haberdar değildir. Lacan 11. Seminer'de memeden bahseder ve şöyle der: "Bu bizi meme denen -sizlerin zihninde besin metaforundan kopartmaya çalıştığım- o tuhaf nesne konusunda da aydınlatır. Meme de takma bir şeydir, bebek neyi emer?
Sayfa 132-3, Ceren KorulsanKitabı okudu
Reklam
Kaygı, Yanıltmayan Tek Afektir!
Kaygı kastrasyonla doğrudan bağlantı içindedir, ama öznenin hem kendi kastrasyonuyla hem de Öteki’nin kastrasyonuyla bağlantılıdır. Böylece hem öznenin (S'nin; Sujet; Subject) hem de Öteki'nin (A'nın; Autre; Other) üzeri çizili hâle gelir. İnsan, yani yaşayan varlık konuşmaya mecburdur, bu onun "zorunlu seçim”idir, böyle olduğu için, yani kendinden bahsetmek için Öteki'nin gösterenlerine tabi olduğundan, o hiçbir zaman tam olamaz, o hep bir manque-à-être'dir, yani olmak-isteyen'dir.
Sayfa 169 - Özgür ÖğütcenKitabı okudu
Kaygı, Yanıltmayan Tek Afektir!
Kaygı, bir tehlikeyle değil, arzuyla ilişkilidir. Buradaki arzu, tanımı gereği iki şeyi içeriyor: Öteki'ni ve özneyi. Özne bu arzuyla karşılaşmasında iki şekilde kaygı duyar: İlki, Öteki'nin arzusunda kendisinin ne olduğunu bilemediği zaman, yani Öteki'nin kendisi için olan arzusunu bilemediği zaman. İkincisi ise kendisinin Öteki için olan arzusunu bilemediği zaman ya da arzusu yönünde gittiği zaman. Kaygı işte bu ayrılmada ortaya çıkan bir perde gibidir. Aslına bakılırsa kaygı, bu bağlamda, özneyi Öteki’nin arzusunun muammasından korur. Öteki'nin arzusu çok net bir şekilde özneye yöneldiği zaman da kaygı duyulur, bu da üçüncü bir kaygı konjonktürüdür. Ama arzunun doğrudan bir nesnesi, doğrudan bir maddileşmesi olmadığına göre özne Öteki’nin arzusuyla nasıl karşılaşır? Onun talebi olarak karşılaşır, yani özne Öteki'nde talep olarak okuduğu şeyi onun arzusuyla ilişkilendirerek bunu yapar. O hâlde Öteki'nin arzusu demek öznenin Öteki'nin arzusu olarak onun talebinde okuduğu şey demektir. Bu her zaman kolay olmaz, ama bu daima öznenin tarafındadır. Bundan korunmaya en iyi örnek obsesyonelin durumudur, o kendi arzusunun peşinden gitmektense "şüphe eder." Ve böylece ne onu ne bunu seçerek, iki gösteren arasında salınmaya devam eder.
Sayfa 153-4, Özgür ÖğütcenKitabı okudu
Kaygı, Yanıltmayan Tek Afektir!
Kaygı anlamlandırma zincirini delip geçer, onunla yatışmaz. Kaygının başka bir ilacı arzulamaktır, arzulamak paradoksal bir şekilde kaygı verici olanla ilişkide arzulanmaktan arzulamaya geçişi içerir, bu öznenin konumunda bir dönüşüme işaret eder. Burada bir paradoks var: Hem arzunun kaygı yaratıcı olduğunu söyledik hem de arzulamanın kaygıyı azalttığını. Evet, bunların ikisi de doğru. Ama bu yeni durumda özne Öteki'nin arzusundan ayrılmak için yeni bir konuma geçebilir, bu Lacancı analizin sonunda beklenen şeylerden birisidir.
Sayfa 161 - Özgür ÖğütcenKitabı okudu
Kaygı, Yanıltmayan Tek Afektir!
Ve Freud'dan beri iyi bilinen bir psikanalitik vargıyı söylemek gerekir: Afekt bastırılmaz, bastırılan gösterenlerdir. Afekt ortadadır ki analizanı analize getirir. Dilbilimsel gösterenin değil, ama psikanalitik gösterenin önemli bir özelliği, onun bir kelime olmak zorunda olmamasıdır. Bir fark sisteminin içine yazılabilecek, birinin diğerinden farkı tanımlanabilecek her -bir kelime, bir tokat, bir jest, bir resim- potansiyel olarak gösteren olabilir. Dora'nın Bay K.'ya attığı tokatı hatırlayın! Bu bir gösterendir.
Sayfa 154 - Özgür ÖğütcenKitabı okudu
Reklam
'Tekinsiz'e Dair
Öznenin evini kurması, zaman ve mekan içinde anlamlı sürekliliğini ve bütünlüğünü aradığı öykülemede yatar. Öyküsü İnsanın evidir.
Benliğin gerçeği denetleme gücü herhangi bir nedenle zayıflamışsa ve/veya ortak gerçekliğin kalibre edici uyarıları olumlayıcı, tutarlı veya yeterli değilse, özne, öznel sistemin derinliklerinde kaybolabilir. Özne-nesne sınırlarının, arzu-korku duygularının mutlaklığında erimesiyle özne için zihinsel belirsizlik baskın olur.
19 öğeden 11 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.