"Momento mori
Memento te hominem esse
Respice post te
Hominem te esse memento."
Şunları söyler Romalı köle:
"Ölümlü olduğunu unutma
Sadece bir insan olduğunu hatırla
Arkana bak
Sadece bir insansın hatırla."
Nelson Mandela'ya hapishanede okurken güç veren William Ernest Henley'in
"Invictus/Yenilmez" şiiri olmuştu. Bu şiiri sık sık okuyarak kendine olan güvenini tazelemeye çalıştı:
"Beni saran geceden başka
Kapkaradır o çukurda baştan başa
Hangi tanrılar bahsetmişse bana
Şükrederim yenilmez ruhum için onlara
Kötü şartlarda olsam bile
Ne korktum, ne de ağladım kimselere
Kaderin pervasız darbelerinde bile
Kana bulansa da başım, eğilmedi asla
Bu gazap ve gözyaşı ülkesinin ötesinde
Görünmez gölgelerin dehşetinden başka bir şey
Ve beni bulur o senelerin tehdidi
Bulacaktır da korkusuz
Kapı ne kadar dar olsa da
Cezalarım ne kadar ağır olsa da
Kaderimin efendisi
Ruhumun kaptanı benim..."
"Aradığın her şeyi kendinde bulduğunda, huzurlu olman için havanın rüzgârsız, gününün güneşli, denizin dalgasız olması gerekmediğini de anlayacaksın."
Taner Şanlıoğlu
Seni üzecek olan şey, yalnız kalmak, hapse düşmek, hasta olup aylarca hastanede yatmak değil. Seni üzecek olan asıl şey tüm bu durumları hiç başına gelmeyecekmiş gibi kabul edip hayatına öylece devam etmen olacak.
Kötü denilen, karanlığı temsil eden Lucifer aslında ışığı getiren, onu taşıyan anlamına gelir. Peki kötü olan ,karanlık olan şeytan bize ışığı getirebilir mi gerçekten? Kim bilir belki de bize ışığı getirmek için önce karanlığı var etmek zorunda kalan bir şeytandır Nietzsche.
Dürüstlük, insanın önce kendinde bulacağı ve sonra etrafında arayacağı bir değerdir.
En başta etrafa bakıp yolda karşısına çıkmasını bekleyeceği ve sonra da dönüp kendisinde bulmayı umut edeceği bir şey değildir o.
Başkasını değil önce kendini kandırmamaktır dürüstlük.
2.kere okuyor ve tekrar alıntılıyorum.
**Bana felsefeyi sevdiren kitap, okumamın üzerinden birkaç ay geçti seyahatte iken başlamıştım, test ile başlayan kitap 78 puanla , 'stoiklik' nedir bilmesem de bir şekilde hayatı öğrendiğim, olayları nasıl değerlendirmem gerektiğini çözdüğümü ve bu kitabı doğru yolda yürüdüğümü görmek için keyifle okumamı tavsiye ediyordu. Bazı kitapların zamanı vardır derler bu da öyle işte, o yüzden bu kitabı alın testi çözün okuduktan sonra da nerede yanlış nerede doğrunuz var bunları net olarak anlayabileceksiniz.
Ve şimdi kitaplığımın en özel yerinde duruyorken gözüm takıldı eski dostuma, tekrar paylaşmak istedim içindeki degerli bilgileri.. bende hep izi kalacak bir kitap bu.
Ayrıca bu kadar benimsediğim bir kitabın yazarıyla iletişim halinde kalabilmem de güzel bir ayrıntı benim açımdan. Yeni kitabı Nietzsche çıkmadan önce bu kitabı bir hatırlayalım...
Ortaokuldayken edebiyat öğretmenimiz sınav kağıdının 30 puanlık son kısmında bize ünlü birinin bir sözünü verirdi ve o konu hakkında kompozisyon yazmamızı isterdi.
Kitap, aşağı yukarı bu ayarda bir kitap. Yazar, Stoacı düşünce önderlerinden Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius’a ait sözlerden alıntılar yaparak, bu sözlere dair kendi yorumlamalarını okuyucuya aktarıyor. Ancak bunu oldukça yavan bir şekilde yapıyor. Okuyucuya sürekli ‘ikinci tekil’ şahıs kullanarak, şunu yap ya da bunu yapma tarzı öneriler sunması okurken beni rahatsız etti.
Kitabın arka kapağında yazanlara aldanarak kitabı sipariş etmiştim, hayal kırıklığına uğradım. Zoraki bitirdiğim bir kitap oldu.
Issız Yerlerde Kendin İçin Bir Evren Ol, sanırım Taner ŞANLIOĞLU'nun ilk kitabı. Kitabın içeriğinde kendisini yazmaya iten içindeki isteği kitabın genelinde okuyucuya hissettiriyor. Bu kitap Marcus Eurelius, Epiktetos ve Senecanın felsefesinden yola çıkarak yazarın kendi yaşamından da bölümler sunduğu sade anlaşılır ve akıcı bir kitap. Yazarın kendini anlatım şekli bir arayış içinde olması vs gibi birçok düşüncesinde kendimi bulduğum için ben kitabı çok sevdim, hep birşeyler yapmayı istemiş, beklemiş, düşünmüş bir yandan da kaderin getirdikleri ile mücade etmiş bir insanın hikayesi vardı satırlarda. Felsefesinden yola çıktığı düşünürleri iyi bilen ve anlayan bir insana yavan gelebilir belki kitap ama ben içinde yaşanmışlığın olduğu kitapları çok sevdiğim için kitabı sevdim ve okurken hiç sıkılmadım.