En Yeni Tayfun Atay Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Tayfun Atay sözleri ve alıntılarını, en yeni Tayfun Atay kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu kimlik (erkeklik), kızların seslerini kesmeyi hedef alıyorsa erkeklerin de kalplerini hançerlemeyi hedef alır.
Sayfa 47 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Bir erkeği "kadın gibi" diye nitelediğimizde birey bazında tek bir erkeğe hakaret ve aşağılamada bulunuluyor gibi görünse de burada genel anlamda kadınlık ve kadınların aşağılandığı söylenebilir.
Sayfa 21 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Parıltılı bir makyajla çekiciliği arttırılmış güzel bir yüzle alımlı bakışları çevreleyen eşarp reklamının da, podyumda alımlı yürüyüşleriyle insanın başını döndüren mankenlerin tesettür giysilerinin de topluma, özellikle de kadınlara verdiği mesaj, artık, "Bunları Allah'ın emri olduğu için giyinin." değil.
"Bunları İslam adına, şeriat yolundaki mücadelemizi bayraklaştırmak için giyinin." hiç değil.
"Bunları güzel olmak, güzel görünmek, güzelliğinizle (erkekleri) etkilemek için giyinin." mesajı esas verilen.
"Tesettür, emirdir." denilen devrin kapandığı, "Tesettür, güzeldir." denilen günlerin belirdiği bir dönem açılıyor önümüzde.
İnsanın gölgesiyle tanımlandığı bir çağda...
Dünyanın "pazar"a, hayatın da "podyum"a dönüştüğü bir çağda, doymak bilmez gösteri ve imaj endüstrisinin hep yeni, alışılmadık, dokunulmadık bir "tema" arayışının yeni hedefi ("kurbanı"), bir süredir tesettürlü kadın olmakta.
Türkiye'de İslamcıların "dini yaymak adına" para pul ve sermayeyle başlayan ilişkisinin, fethe gidenin fethedilmesiyle sonuçlanacağına dair epey ipucu, hanidir birikmekteydi. Allah'ın mesajını ve "nizam"ını yaymak adına işe başlayan İslami yayınevleri zengin olmuşlar, İslamcı yazarlar "medyatik" kamuoyunun ve tartışma programlarının aranan isimleri hâline gelerek ünlenmişlerdi. Televizyonun kitleler üzerindeki etki gücünü fark edip, onları ekrandan hidayete erdirmek amacıyla işe başlayan İslami kanallar, "show business" içerisinde erimişlerdi.
Modernizmin İflası
İktisadi kalkınma, teknolojik gelişme ve maddi refah hedefleriyle insanlığa seslenen "modernite", "cenneti yeryüzüne indirme" vaadiyle ortaya çıkmıştı. Ve böyle olduğu için de cennet vaadinin eski istinatgâhı olan dini kıyıya itmişti.
Fakat olmadı. Maddi olanaklar ve barış-huzur-refah anlamında cenneti yeryüzüne indirmek bir yana, insanlığın önüne yeni moral, manevi, psiko-kültürel pek çok ciddi sorun da açıldı modern hayatın içinde: yalnızlık, kimsesizlik, yabancılaşmışlık, kaybolmuşluk, umursanmazlık, sevgi-güven-ilgi yoksunluğu, yokluğu gibi...
Vahhabiliğin hamurunda Osmanlı nefreti vardır. (...) Bu doğrultuda Abdülvahhab, Necd'de dönemin güçlü siyasi lideri İbn-i Suud'la ittifak içine girmiştir. İbn-i Suud ve takipçileri, onun öğretisini kendi güçlerini Arap topraklarında Osmanlı aleyhine genişletmek için kullandı. Hareket, baştan itibaren Osmanlı İslam'ına, onun farklı kültürel gelenekleri bireşime sokan yapısına şiddetle saldırdı. Bu çerçevede hedef olarak tasavvuf ve tarikatlar seçilmiştir. Bunlar Osmanlı'da İslam'ı halk katında temsil edip hayata geçiren unsurlar, sarayla toplum arasında köprü olan kurumlardı.
Düzenbaz dindara dinbaz denir ve din adına dinbazlığı meşrulaştırdılar.
Sayfa 216Kitabı okudu
İnsan, düşünen varlık (homo sapiens) olduğu kadar homo demens, yani düşleyen, hayal eden, buna bağlı olarak fantazyalar-kurmacalar, mitoslar-destanlar, hikayeler- masallar üreten varlıktır. Ve insan, hayal ettiği müddetçe yaşamaz sadece, aynı zamanda yaratır da…
Ekrana Sıkışan Dünya
Artık ‘düşünmek’ten çok ‘seyretmek’, ‘bilmek’ten çok ‘görünmek’, kafaya değil göze hitap etmek, meslek sahibi olmaktan çok şöhret sahibi olmak, çalışmaktan çok kolay para kazanmak ve ‘emek’ten çok ‘eğlenmek’, toplumsal tercih olarak rağbet görmeye başlar.
Sayfa 12Kitabı okudu
