Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tolga Binbay

Tolga BinbayRuhlar Mezbahası İyi Günler Diler yazarı
Yazar
9.0/10
1 Kişi
12
Okunma
6
Beğeni
1.459
Görüntülenme

Tolga Binbay Sözleri ve Alıntıları

Tolga Binbay sözleri ve alıntılarını, Tolga Binbay kitap alıntılarını, Tolga Binbay en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Ama zaten geçmiş dediğin biraz da böyle değil midir? Biraz eskir, biraz çekiştirilir, sonunda da ya atılır ya da satılır. Unutmak istersen bir kadeh rakıya, hatırlamak istersen de bir fincan kahveye bakar. Hepsi bu!"
anılar birikir günler üstüne,tüm şehir ev olur
Yağmurlarını sevdim bu yeni şehrin. Bir çöl nasıl hasret kalırsa bir damla yağmura, öyle hasretlik çektim bir bulut bile geçmedi- ğinde. Çünkü kendime yürüdüm bu şehrin yağmurlarında. (..) Sincan’ın ölü bir hali vardı. Onun için hep gözlerimi kapattım tren Sincan istasyonunda durduğunda. Ama bir beste yapar gibi yazdığı cümlelerini sevdiğim yazar yaşadığı için de silemedim haritamdan. Sakarya Caddesi’nde tattım ömrümün en dumanlı, en sefil, en keyifli sarhoşluklarını. Bir kadının sürmeli gözlerini emanet aldım aynı sokakta ve gariptir belki ama kayıp çocuklarının ardından gözyaşı döken annelerin, soğuk bir kış gününü sıcacık sardıklarına tanık oldum. Kurtuluş Parkı’nda bir meşe ağacı vardır, hesapsız dost olduğum. Kuşlar yuva kurmuştur dallarında ve geniş gövdesinde yer vardır, biraz dinginlik, biraz huzur arayan her sıkılmışa. Olgunlar Sokak’ta sakallı bilgelere rastladım ve âşık oldum aynı sokakta. Konur Sokak’ta üretken ve gayretkeş Nâzım’ı tanıdım. Dünü, bugünü ve yarını anlattı bana. Güneşin nasıl olup da hem hayatın hem de ölümün özü olabileceğini gösterdi bana ki gayet emindi, tüm insanlarla da paylaşma konusunda bildiklerini.
Sayfa 18 - "An Ne Kara"
Reklam
Sonra ansızın, durup dururken bir öpücük kondurdu yanağıma. Kollarını doladı boynuma. Ve bir şarkı mırıldandı kulağıma. “Sen ve ben sevgilim, bomboş sokaklarında bir şehrin, iki kar tanesinin çarpışması gibiyiz...
Sayfa 106Kitabı okudu
RASTLANTI dediğin, bomboş sokaklarında bir şehrin, iki bisikletin çarpışması değil mi?
“Sen ve Ben, Bomboş Sokaklarında Bir Şehrin” adlı öyküden...
Bisikleti yokuş aşağı, eve doğru sürerken saçlarından kuşlar havalanmıştı ve hepsi de gelip balkonuma konmuştu.
“Takoz Metinler” adlı öyküden...
Koca memeli bir genelev patroniçesine benzeyen hayatın şefkat, diken, mangır dolu, zevkten zangır zangır titreyen kucağına yuvarlanmama ramak kalmıştı.
Reklam
“Takoz Metinler” adlı öyküden...
Atkısını savura savura bulvarda yürüyordu. Biliyordu, bütün gözler onun üstündeydi. Şaşıran, merak eden, kıskanan, imrenen, iğrenen bakışlar, her adımında bedeninin salınışını takip ediyordu. Biliyorlardı, arkasına bastığı parlak, topuklu ayakkabılarıyla o işini gayet iyi yapan bir pezevenkti. Allah vergisi bir yeteneği vardı ve Allah şahittir ki deneyimliydi. Malın iyisini ancak o bulur çıkarırdı çöplükten.
“Sen ve Ben, Bomboş Sokaklarında Bir Şehrin” adlı öyküden...
Rastlantı dediğin, bomboş sokaklarında bir şehrin, iki bisikletin çarpışması değil mi? Hâlâ, bir yerlerde gülümseyerek “Bisikletlerin kimlere ait olduğuna göre değişir!” dediğini duyar gibi oluyorum. Ama biliyorum, rastlantı dediğin her şey, içinde kasıt olmadığı sürece, iki bisikletin çarpışması kadar imkân dâhilinde ve dışında.
Bu yol nereye çıkar? (...) Bu yol düşünü kurduğun ama kaçtığın yerlere çıkar. Bu yol, sana çıkar..
“İlkbahar, çiçeklerin olduğu kadar balıklarındır.” derdi babam. Çünkü, ilkbahar balıkların sevişme vaktiydi. Kız kardeşimle benim içinse, yavru balıkları ellerimizle tutmak için peşlerinde koşuşturma vaktiydi....
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.