"Yapacağınız işler için plan yapabilir ve uygulayabilirdiniz ama düşünceleriniz ve duygularınız için plan yapmak saçma, yaptığınız planı uygulamak ise imkânsızdı."
"Hayat bizi ne kadar değiştirirse değiştirsin, anılarımızdaki benliğimiz, her zaman bizimle yaşamaya devam ediyordu ve o anılarımızı paylaştığımız insanlarla bir araya gelince yeniden açığa çıkıyordu."
"İçimdeki boşluğa asıl neden olan şey de eksik anılar değil, eksik duygulardı. Heyecanlarım, umutlarım, korkularım, sevinçlerim, kederlerim... Kimse, hangi anda, hangi duyguyu, ne derece yaşadığımı bana anlatamazdı. Kişiliğimizi oluşturan şey, yaşadığımız anlar değil, o anlardaki duygularımızdı."
#kitapalıntısı s.63
uğur #uğurdoğan #kayıpzamanlar #okuyorum
@ciniusyayinlari #ciniusyayınları
Kitabın ana karakteri hafızasını kaybetmiştir ve arkadaşı mutlaka hatırlayacağını düşündüğü bir sözle onu tedavi etmeye çalışmaktadır:
“Tamam, şimdi sana daha sonraki yıllardan bir şey söyleyeceğim ve bunu kesinlikle hatırlayacaksın.”
Pınar, belki de içinde bir umut ışığı ile dikkat kesilmişti ama ben de Sinan da Kerem’in bir muziplik peşinde olduğunu biliyorduk. Kerem ses tonunu biraz yükselterek konuştu:
“Sergen attı, şampiyonluk geldi.” Hemen ardından ses tonunu değiştirerek ve cümlenin ortasında biraz daha duraksayarak tekrar etti:
“Sergen attı, Şampiyonluk geldi!”
Gerçekten aşkımdan emin miydim? Yoksa öyle olması gerektiği için mi yazmıştım bunları? Bu aşka kendimi inandırmak mıydı yoksa asıl amacım? Kimsenin okumadığı mektupları yazarken, kendime telkin mi ediyordum bunları?
Beş yaşında bir kız çocuğunun karşısındaki babası da olsa, telefonda böyle çekingen ve kararsız bir sesle konuşması normaldi. Bir baba ise küçük kızıyla konuşurken aynı duruma düşmemeliydi. Ben düştüm.