En Eski Verda Pars kitaplarını, en eski Verda Pars sözleri ve alıntılarını, en eski Verda Pars yazarlarını, en eski Verda Pars yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dikkat spoiler içerir.
Oldukça güzel bir polisiye roman. Misli Pirin, gazeteciliği bırakmış ve roman yazmaya başlamıştır. Bu arada Serra hocasından haber alır ve Nagihan Çınar adlı bir yazarın evinde ölü bulunduğunu öğrenir. İstemese de bu ile girer ve yazarın hayat hikayesini yazmaya başlar. Ancak işin içinde iş vardır. Evlatlığı gibi olan Emine adında bir kadın öldürülür. Yakın arkadaşları Şule ve Kemal'den, aynı zamanda teyzesi fettan Cavidan'dan yardım alan Misli işte baya ilerler. Kadın cinayetinden bahseden bir polisiye roman yazmıştır Nagihan ve onun yardımıyla bir dizi fuhuş çetesi çökertilir. Ancak Nagihan'ı kim öldürmüştür? Her ne kadar katil kolay tahmin edilebilir olsa da keyifle okunan bir roman.
Verda Pars'tan ikinci Misli Perin romanı. İlk kitap Kadın Cinayetleri'nden tanıdığımız Misli can arkadaşları, teyzesi Caviş ve hocası Serra ile yine bir cinayet bilmecesinin içine düşüyor. Bir yandan ilişkilerini ve hayatını sorgulayan Misli, peşpeşe işlenen cinayetlerin sırrını çözmek için ipuçlarının peşinde koşuyor. Dikkatli bir okuyucu katilleri kolaylıkla tahmin edebilse de, karakterlerin samimiliği akıllıca bir kurguyla birleşince keyifli bir okuma sunuyor.
Kadın cinayetleri, intihar eden bir yazarın hayatını araştıran Misli Perin'i konu ediyor. Kitap günümüzde yaşanan, yaşanmakta olan toplum sorunlarına, cahilliğe dem vuruyor. Kitabı okurken gerçekle yüzleşiyorsunuz. Bunların gerçek hayatta yaşandığınü düşünmek gerçekten insana dokunuyor.
Bunlarin dişında kitap gayet akıcı ve kolay adapte olunuyor. Ilk sayfasından itibaren kitabı okumadım yaşadım resmen. Sonu biraz daha güzel ve açıklayıcı yazılabilirdi sanki ama yazarın ilk kitabı olduğunu düşünürsek gayet güzel.
Ben genel olarak kitabı beğendim. Yazarın diğer kitabını da okumak isterim. Eğer polisiye okumayı seviyorsunuz alın, okuyun, okutun.
ÖLSEMİYDİK?
Gözleri akşam mahmurluğunun ağırlığıyla yarı kapalı bakıyordu, yarı kapalıydı ama hüzne batmıştı, bir koca dünya vardı o gözlerde, ne gözlerdi o gözler! Gece tenha ve duruydu, her şey sessizce akıyordu. Gözleri bu akışın merkeziydi sanki , sanki akan her şey gözlerinden akıyordu. O gözler olduğu için mi