Bayan March, kocası George March’ın son romanıyla yayın dünyasına damga vurmasından oldukça memnundur, ta ki her zaman uğradığı pastanedeki tezgahtarın romanda Bayan March’tan ilham alındığını ima etmesine kadar.
Bu ufak ima Bayan March’ın düzeninin alt üst olmasına yeter. Bir çok şeyin gerçek olmadığını hissetmeye başlar.
Yalanların içinde yaşadığını düşünmeye başlarken, gittikçe paranoyak bir ruh haline bürünür.
Birdenbire ortaya çıkan böcekler, gazete kupürün de gördüğü cinayet ve kendine benzeyen bir kadının ortaya çıkışı Bayan March’ı çok farklı bir yolculuğun içine çeker.
Gerilim okumayı sever misiniz?
Yeni yeni sevmeye başladığım bir tarz olduğu için bu kitabın çıkacağını duyduğumda konusu beni baya heyecanlandırmıştı. Bayan March tezgahtarın imâsından sonra neyin yalan neyin gerçek olduğunu anlamaya çalışırken biz de ona eşlik ediyoruz. Bu durumu yazar başarılı bir şekilde ele almıştı. Kitabın verdiği gerilim hissini sevdim. Ben okurken neyin paranoyakça bir düşünce neyin gerçek olduğunu anlayamadım. Aile içi gerilimin ele alındığı bir kitap, sonu devamı varmış hissi yarattı bende, açıkçası Bayan March’a ne olduğunu neler yaşadığını-yaşayacağını okumak isterdim.
Bu türü okumaya yeni başlamış biri olarak bu kitap beni tatmin etti. Türü seviyorsanız Bayan March’a şans verebiliriz.