Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yakub Haşimi

8.0/10
5 Kişi
29
Okunma
9
Beğeni
1.814
Görüntülenme

En Yeni Yakub Haşimi Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Yakub Haşimi sözleri ve alıntılarını, en yeni Yakub Haşimi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cehrî Zikir - Hafî Zikir
Nakşibendîlerin gizli zikri esas almaları açıktan Allah diyememeleri... Bu mânâyı aramak lazım. Bu mânâyı düşünmek lâzım. Sesli Allah demek istemeyişleri, diyemeyişleri bu sebepten. Nasıl bir İlâhla, nasıl bir Rabla, nasıl bir Mâbudla, nasıl bir mâşukla-sevgili ile, Mahbubla karşı karşıya olduklarını düşününce fısıltı ile bile olsa, yani dili oynatacak şekilde bile Allah demeyi o parmağın izi gibi görmüşler, camdaki nefes izi gibi görmüşler. Keşke, gönlüm isterdi ki cehrî zikre karşı çıkanlar bu anlayışla karşı çıksınlar. O zaman ömrümün sonuna kadar emin olun cehren Allah demem. Cehrî demem, nefes almam; yâr incinmesin diye... Sevginin coşkunluğu ayrı bir şey. Elbette ki Kadirîler'deki o coşkunluk da çok farklı bir şey. Yani denizin çarşaf gibi durgun olmasındaki güzellik nasıl zaman zaman insanı mest ediyor, kendine çekiyorsa; bazen de böyle kıyıları dövmesi, ses çıkararak gelip kayaları dövmesi, o da ayrı bir güzellik değil mi? Ayrı bir davet, ayrı bir çekicilik, ayrı bir cilve. İnsanın bu iki zevki, bu iki bilinci kendinde birleştirmesi lâzım. Durgun zamanında da denizi seyretmek, ayaklarını içine sokmak ve tefekkür etmek; dalgalı zamanlarında da girip yüzmek o dalga ile adeta kucaklaşmak, mücadele etmek...
Sayfa 240 - Râh-i Aşk YayıncılıkKitabı okudu
İlk ağlamanın sebebi o. Onun tokadıyla ağlıyorsun. Çocuk dünyaya geldiğinde ağlar. Çünkü şeytan onu tokatlar.
Sayfa 212 - Râh-i Aşk YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
"Fakihler öyle demiş, sûfîler böyle demiş. Ben sûfîyim, sûfîlerin dediğini yapacağım." diyebilirsiniz. Tamam da bu açıklama da ortada ki "Her sûfî, fakih değil." Sûfîler birçok mevzuda konuşmuşlar. Halbuki sûfîlerin az konuşması lazım değil mi? Sûfîlik böyledir; az yiyip az içip az uyuyup az konuşmak lazım. Ama bizim sûfîlerimiz hiç az konuşmamışlar. Her şeyde konuşmuşlar. Sûfîlerin konuşmadığı mevzu yok. Ama bu konuşan sûfîlerin hepsi fakih değil.
Sayfa 192 - Râh-i Aşk YayıncılıkKitabı okudu
Bir başka konuda birileri demiş ki farz namazda imamın arkasında Fatiha okunur. Niye? Sultanulenbiya buyurdu ki (aleyhissalatu vesselam): "Fatihasız namaz olmaz!" Akan sular durur burada. Onun için Hz. Hanbelî, Hz. Şafiî "Fatiha okuyacaksınız." dedi. Âlemlerin Efendisi buyuruyor; bunun üzerine ne denir ki, ne diyebilirsin ki? Ama bakın İmam-ı Âzam da buyuruyor ki: "Bir toplulukla bir padişahın huzuruna çıksanız..." Padişah sizi davet etmiş, kabul etmiş, bir toplantıdasınız. "...Orada herkesin kendi kafasına göre konuşup çatlak sesler çıkarması mı güzel; yoksa içlerinden en güzel konuşanlarını, büyüklerle konuşma edebini bilen ve meselesini güzel delillendirebilen, edebiyatı güzel olan, konuşurken padişahı etkileyebilecek, ikna edebilecek birisini seçseler mi güzel?" Herkes konuşsa birinin yanlış bir şey söylemesinden padişahın canı sıkılıp herkesi kovabilir, reddedebilir. Padişahın canını sıkarsan ölümlerine bile karar verebilir. Hazreti İmam-ı Âzam bunu bir âlimler topluluğuna söylüyor. Cevaben İmam-ı Âzam'a diyorlar ki: "Kuralları, edebi bilen biri sözcü seçilse, o sözcü meramı anlatsa, her kafadan bir ses çıkmasa, mevzu dağılmasa, padişahın kafası karışmasa daha güzel."
Sayfa 189 - Râh-i Aşk YayıncılıkKitabı okudu
Allah hepsinden razı olsun
İmam Âzam'ı, İmam Ebu Yusuf'u, İmam Muhammed'i, İmam Zufer'i, İmam Askalanî'si, İmam Merginani'si, İmam Suyuti'si, İmam Neseî'si, İmam Nevevî'si, İmam Şaranî'si, İmam Nablusî'si, İmam Maturidî'si... Hangisini ele alsanız sulehadır bunlar. Bunların hepsi marifet kutbudurlar. Bunlara dur diyecek adamın alnını karışlarlar.
Sayfa 188 - Râh-i Aşk YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Filistin Devleti'ni kurduran Amerika, Birleşmiş Milletler. Şu anda İsrail'i durdurma kararını reddeden yine Birleşmiş Milletler.
Sayfa 165 - Râh-i Aşk YayıncılıkKitabı okudu
Ashâbı kiram efendilerimize bakın. Onlardan daha büyük veli tasavvur edemezsiniz. Hiçbir veli onların derecesine yükselemez. Onların büyüklerinden istisnaî birkaç hâl dışında, o hâller de zarureten tecelli etmiştir, hiçbir kerâmet rivayeti yoktur. Hep kemâlatlarına, cömertliklerine, civanmertliklerine, fedakârlıklarına, vefalarına dair rivayetler var. Uçtuklarına kaçtıklarına dair hiçbir nakil yok. Bizim elimizde böyle bir imkân olsa onu göstermeden duramayız. Hz. Pirimiz (kuddise sırruh) buyururlardı ki: "Kardeşim, afedersiniz, bir ata bakın. Koskoca bir tay dünyaya getirir, hiç sesi, soluğu çıkmaz. Kendini duvara büzüştürür, sessizce doğumunu gerçekleştirir. Bir de tavuğa bakın. Küçük bir yumurta yapacaktır, ortalığı yıkar... Siz tavuk gibi olmayın, at gibi olun."
Sayfa 162 - Râh-i Aşk YayıncılıkKitabı okudu
Bazen menakıb kitaplarına bakıyoruz, sufîlerin hayat hikâyelerini okuyoruz. Kerâmetten başka bir şey yok. Hâlbuki bizi ilgilendiren onların kemâlatları, İslâm'ı anlayışları, Allah'ı tanıyışları, zamanı, mekânı, hadiseyi değerlendirişleri.
Sayfa 162 - Râh-i Aşk YayıncılıkKitabı okudu
Çünkü dilin dışarı döktüğü her şeyden mesûlsün, dışarı döktüğü şeyler sana ait. "Haydi, topla bakalım!" dediklerinde geri almaya utanmayacağın şeyler dökmeli.
Sayfa 158 - Râh-i Aşk YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Bu yolda kerâmet, kerâmeti aklîye ve kerâmeti ilmîyedir. Başka bir kerâmet yok. Her tarafınız kerâmet olsa, her hâliniz bir kerâmet olsa sizi yine istikametlerinizle değerlendirirler. Müstakim değilseniz hiçbir itibarınız olmaz bu yolda.
Sayfa 154 - Râh-i Aşk YayıncılıkKitabı okudu
Korkma, kâfirlerde cesaret yoktur.
Sayfa 127 - Râh-i Aşk Yayıncılık - Hz. Muhammed (S.A.V.)Kitabı okudu
İmanı,ihlâsı , samimiyeti ve Cenâb-ıHak ile olan rabıtası tam olan bir insan kainatın en bahtiyar insanıdır...
232 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.