Yıldı mevsimlerden emel korusu;
Gün tutuldu yazla güz arasında,
Ben bülbül ölüsü, sen gül kurusu
Oluverdik kaşla göz arasında.
Avcılar dünlere yaslanmış kalmış
Yarınlar tetikte paslanmış kalmış,
Yorgun ceylan gibi uslanmış kalmış
Umut arpacıkla gez arasında.
Kaynaştırmış her ses, her renk, her koku
Duygu doruğunda var ile yoku,
Durmadan sızlayan tek canlı doku
Yalnızlık, biçimle öz arasında.
"Değme geç, değme geç bana tan yeli!
Tünle kırbaçlanmış yüzüm bu sıra…
Yaraya tuz basılır mı?
Gerçi, gönlüm yedi kuşak Ege’li;
Ağrı doruğunda gözüm bu sıra.
Var, gökçe gülleri al eyleyip git!
Bakır bulutları şal eyleyip git!
Yüce surları ören taş değil, düşüncedir.
Kişiye uzluk veren, yaş değil, düşüncedir.
Suç onun eseridir, yasa onun eseri;
Darağacına giren baş değil, düşüncedir.