Yıldız Silier Gönderileri
Yıldız Silier kitaplarını, Yıldız Silier sözleri ve alıntılarını, Yıldız Silier yazarlarını, Yıldız Silier yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da, bir hırstan başka ne idi? Burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim; hırs, hiddet neme gerekti?
Yapamadım. Koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. Oturdum. Ada'nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm.
Yazmazsam deli olacaktım."
Sait Faik Abasıyanık
Sayfa 12Kitabı okudu
Hayatta bardağın boş kısmı
Şimdi, dünyanın son birkaç yılki durumuna bir bakalım. Karamsar bir gözle, bardağın boş kısmına bakarsak: Neoliberalizmin kolları ahtapot gibi hayatımızı dört bir yandan kuşatıyor, iş güvenceleri, emeklilik hakları, sosyal sigortalar kırpılıp, işsizlik artıyor, “teröre karşı sürekli savaş” seferberliğinin yarattığı “korku toplumu” her türlü eleştirel düşünceyi ve eylemi, potansiyel terörizm olarak damgalıyor, her yerde reklam bombardımanı altında kalıyoruz ve “özgürlük” cep telefonlarıyla ve kot pantalonlarla, “devrim” bir kahve markasıyla, “itaatsizlik” bir giyim şirketinin ürünleriyle ilişkilendirildikçe, insanlığın yarattığı en önemli kavramların içleri gitgide boşaltılıyor, gün geçtikçe kamusal alanlar azalıyor, insanlar politikaya inancını kaybediyor ve bireycilik güçleniyor. Eee, daha ne olsun!
Sayfa 159Kitabı okudu
Dursun burda güzel tespit!
Özgürlük nelere sahip olduğumuzla değil, dünyayla ve toplumla kurduğumuz ilişkilerin niteliğiyle ilgilidir.
İnsanın tam anlamıyla insanlaşabilmesi için estetik değerlendirme yeteneğini ve entelektüel donanımını geliştirmesi, yaratıcı eylemler içinde bulunabilmesi gerekir. Herkesin birbiriyle rekabete zorlandığı, tüm insani değerlerin metalara indirgendiği ve bir insanın özgürlüğünün, diğerinin özgürlüğüne tehdit olarak algılandığı bir ortamda, insanın kendini gerçekleştirmesi ancak dar sınırlar içinde olabilir. Bireyselliğin gelişimi ancak ihtiyaçların evrenselleşip, bireyciliğin aşılmasıyla; insanın özgürleşmesi ise ancak özgür bir toplumun yaratılmasıyla mümkün olabilir.
Sayfa 158Kitabı okudu
GERÇEK BİR FIKRA: Küçük kız babasına sorar, “Neden evimiz bu kadar soğuk?” Babası “Kömürümüz yok,” der. Kızı merak eder, “Peki neden kömürümüz yok?” Babası boynunu büker, “İşimi kaybettim”. Kızı merak etmeyi sürdürür, “Neden işini kaybettin?” “Çünkü çok fazla kömür vardı.”
Sayfa 140Kitabı okudu
İmza atıyorum..
Rousseau “Hiçbir yurttaş, başka birini satın alacak kadar zengin olmamalı ve hiç kimse kendini satmak zorunda olacak kadar yoksul olmamalı.....
Eğer ortak ihtiyaçlarımız bir çıkar bağı yaratıyorsa, ortak acılarımız da sevgi bağı yaratır.”
Sayfa 80Kitabı okudu
Neden özgür irade ve akıl geliştiği halde özgürlüğümüz artmadı? Bu soruya benim cevabım şöyle olurdu: Çünkü özgür irade bireycilikle karıştırıldı ve bireyselliğin ancak adil bir toplumda gerçekleştirilebileceği göz ardı edildi.
Sayfa 77Kitabı okudu
Kendine biraz vakit ayırabilen ve bu sayede kendini iyi hisseden bir anne, "iyi" annelik yapabilir.
Koca Freud bile 1930'larda normal kadınların çocuk sahibi olmayı arzuladığını, anne olmayı reddedenlerin kadınlıklarını da reddettiklerini iddia eden bilimsel bir görüşü savunur. Oysa bence tüm kadınların anne olmayı tercih etmesi gerekmez. Belki de annelik bazı kadınların karakterine ve seçtiği yaşam tarzına uygun değildir, yani bazı kadınların anne olmaması gayet makuldür.
"Özgürlük nelere sahip olduğumuzla değil, dünyayla ve toplumla kurduğumuz ilişkilerin niteliğiyle ilgilidir. İnsanın tam anlamıyla insanlaşabilmesi için estetik değerlendirme yeteneğini ve entelektüel donanımını geliştirmesi, yaratıcı eylemler içinde bulunabilmesi gerekir. Herkesin birbiriyle rekabete zorlandığı, tüm insani değerlerin metalara indirgendiği ve bir insanin özgürlüğünün, diğerinin özgürlüğüne tehdit olarak algılandığı ortamda, insanın kendini gerçekleştirmesi ancak dar sınırlar içinde olabilir. Bireyselliğin gelişimi ancak ihtiyaçların evrenselleşip, bireyciliğin aşılmasıyla mümkün olabilir."
Sayfa 157Kitabı okudu
İnsan doğasının değişiminin ve toplumsal yozlaşmanın kaynağındaki temel dinamik, arzuların fazlasıyla artıp gerçek ihtiyaçların ötesine geçmesidir.
Hayatımızda cenneti elde edebileceğimize inandırıldık; bununla karşılaștırıldığında geldiğimiz noktayı görmek, acı veriyor...
Sayfa 164Kitabı okudu