Kitabı ben mi okudum, kitap mı beni okudu anlamadım. Ama şunu anladım ki kesinlikle bu kitabı okumanın zamanı şuan değildi. Kitap “beni okuma” diye bağırsa da dinlemedim. Kararla okumaya, belki bir yerden sonra akıp gideceğine kendimi inandırdım. Ama bu kendimi zorlamaktan başka bir şey değildi. Bu yüzden kendime çok kızdım. Keske ta en başından okuduğumda bir şey anlamadığımı hissettiğim an bırakıp, başka zamanda okumaya niyet etseydim. Ama pis bir huyum var, bir kitaba başlayınca kolay kolay onu bitirmeden bırakamıyorum. Ama bir daha asla öyle bir şey yapmayacağım, bu bana ders oldu. Kitabı anlayamama sebebim sanırım bundan önce “Odysseia” yı okumam gerekiyordu. Üzgünüm ki istediğim verimi alamadım.
Sanki filmden
çıkartılan sahneleri izlemek gibi yada hikayenin farklı insanlardan kendi yorumlarını dinlemek gibi... çok sevdim tabii kitabı okumak ve keyif almak için Odysseia’yı ve İlyada’yı okumuş olmak ve Yunan Mitolojisine biraz hakim olmak gerekiyor.
Ama o yüzü gördüğünüzde ve onu ölçüp biçtiğinizde,her daim bir yanılsamadan ibaret olan sonsuz olasılıklar çözülüp gider ve hayatınız nadiren ilham bulan sınırlı bir aklın kısır yaratısı olarak kalır.