Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yener

Yener
@yeneryildiz
61 okur puanı
Haziran 2016 tarihinde katıldı
Müslüman Avrupalı Kimliğinin Oluşumu
...Müslüman tarafında, Müslüman Türklerden farklı olarak bir Avrupalı kimliğini, Müslüman Avrupalı kimliğini sahiplenmek söz konusuydu; böylece imparatorluk Balkanlar'dan çekilmek zorunda kaldığında Arnavutların göç etmemesi meşrulaştırılacaktı. Arnavutçu ağlar özellikle dinsel ve bölgesel topluluklara göre de çeşitlendiler ve giderek artan bir rekabet içine girdiler.
Reklam
10 Mart Büyük Tokyo Bombardımanı
9 Mart günü, 2000 ton bomba yüklü üç yüz yirmi dört B-29 uçağı, şehri yakmak üzere emir alır almaz Tokyo'ya doğru havalandı. Mart için hava yumuşak sayılırdı. Biraz kuvvetlice esen rüzgâr, günbatımına yakın hızını artırmıştı. B-29'lar gece 11:00 sularında geldiler. Denizdeki devriye gemileri ve radar istasyonları yaklaştıklarını
Yunanların kullandığı yöntemler, daha önceki savaşlarda, özellikle Balkan Savaşları sırasında uygulananların aynısıydı. Balkan Savaşlarında ve 1877-1878 Rus - Türk Savaşları sırasında Bulgaristan'da görülen ibretlik katliamlar, yağmacılık ve Müslüman mülklerinin harap edilmesi, yüz binlerce Müslüman'ın özellikle de Türklerin, düşmanları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İzmir'in işgali
BATIDAKI SON SAVAŞ İzmir şehrinde yaşayan Türkler iyi silahlanmamışlardı. Bu nedenle şehrin Yunan işgaline uğrayacağını öğrenen İzmir Türkleri, hemen merkezî asker kışlasındaki cephanelikten silah elde etmeye çalıştılar. İstekleri reddedilmişti, fakat yine de kapıları kırıp silahları kapmaya başladılar. Osmanlı askerleri, onların üzerine ateş açarak kaçmalarını sağlamaya çalıştı. Osmanlı askerleri barışı temin etmekle görevliydiler ve kendilerine verilen emre itaat etmişlerdi. Yunan işgali gerçekleştiğinde, bu Osmanlı askerleri yollarda yürütüldüler, o esnada birçokları tekmelenip öldürüldü ve bu arada kışlalardaki silahlar da İzmirli Rumlara dağıtıldı. İzmir'deki İngiltere Askerî Temsilcisi resmî olarak (fakat çekinerek), bölgede yaşayan Rum halka silah dağıtılmasını protesto etti: "Türklerin devamlı kurşunlanması, yağmalanması ve kovalanıp avlanması başladı... sivil halkın bu şekilde silahlandırılmasının Türk nüfusa karşı şiddetli baskı , kurmak amacıyla gerçekleştirildiği muhtemel sonucu belirmektedir." Yunan askerleriyle sivil halktan güruh, özellikle Osmanlı ordu mensuplarına çok kötü davrandılar. Yerli Rum halkı ve Yunan askerleri, birçok Osmanlı subayını üzerlerinde bulunan değerli eşyalarını çaldıktan sonra katlettiler, birçoklarını işkenceye tabi tuttular ve onların tümünü ağır hakaret ile aşağıladılar. Kışlalardan limana kadar uzanan yürütülmekten sağ kurtulabilen subaylar Yunan gemisinin en alt katında atların taşınmasında kullanılan ambarda hapis tutuldular. Bu esnada Hükümet Konağı yağmalandı.
Bir dönem gelir, yaptığımız her şeyin sonunda bir anı olacağı gerçeğini düşünmek zorunda kalırız.
Reklam
... Aynı makalede Loti, Bulgarların bölgeyi boşaltmaları sırasında yaşanan çatışmada esir edilen Fuat'ın oğlu genç Türk Subayı Reşit Bey'den bahseder. Makalede yazdığına göre Bulgarlar Reşit Bey'in gözlerini oynuş, kollarını kesmiş ve ardından ortadan kaybolmuşlardır. Yaşanan bu vahşet, Bulgarların bölgede işledikleri son suç olmuştur.
Ünlü Selimiye Camisi'nin kütüphane ve halılarının yağmalanması ile ilgili çok şey söylenmişti. İlk karışıklık bu yapının sığınak olarak kullanıldığı ve sığınacak yer arayan zavallı müslüman ailelerin eski eşyalarını buraya doldurduğu yönündeki bilgidir. Halbuki evlerinden ayrılan müslüman aileler eşyalarını yanlarına almamışlardı. Kütüphanenin durumu ise farklıdır. İşgalin ilk günü boyunca kütüphane halkın insafına kalmıştır. Mitov, bir sonraki gün camiye geldiğinde kütüphanenin yağmalanmış olduğunu gördü. Kitaplar yerdeydi ve bazılarının ciltleri yırtılmıştı. Değerli olduğuna inanılan her şey alınıp götürülmüştü. Yxcoull ise Edirne işgalinin üçüncü gününden itibaren camide düzenin yeniden sağlandığını ifade etmektedir.
Mayıs ayının ortasında Japonya'nın Okinawa'daki asker kaybı elli bin kişiydi. Haziran ayında altmış bin kişi daha öldü. 21 Haziran'da General Uşijima son söz olarak, imparatora başarısızlıktan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Bir daha da bir şey duyulmadı. Müttefikler Okinawa'ya gelmişti. Japonya'nın eşiğindeydiler artık. Japonlar son altı ay boyunca, eğer Amerikalılar ülkeyi işgal ederse erkeklerin köle olarak kullanılacağına, kadınların tarifi imkansız işkenceler göreceğine ve çocukların yabancı usullerle yetiştirileceğine inandırılmıştı. Japon halkı bunu kabullenmeyi istemiyor, böyle yaşamaktansa ölmeyi yeğleyecek olanların sayısı gün geçtikçe artıyordu. Halkın, hükümetin var gücüyle teşvik ettiği arzusu, düşmanın canını iyice yakarak ölmek ve böylece, ulusun yok edilmesi çabalarına bir son vererek Japonya'ya onurlu bir barış yolu açmaktı.
213 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.