İnsan için hayat, yaşanacak bir şey değil, DİZAYN edilecek bir şeydir. Eğer yaşamaya kalkarsan MARUZ KALMIŞ olursun. Ama dizayn edersen İŞLEMİŞ ve EVRİMLEŞTİRMİŞ olursun. Zira insan doğayı işleyen canlıdır. Ağacı alır kağıt yapar, kumu alır cama dönüştürür, kayayı alır ev haline getirir. O yüzden hayatının dizayn edilmesi, işlenmesi, inşa edilmesi ancak insana doyum ve mutluluk katacaktır. Bu insanın bütün vecheleri için geçerlidir, nereyi inşa etmiyorsa orda tatminsizlik yaşar. Beden, zihin ve ruh için de aynısı geçerlidir. Mesela doğuştan getirdiğin bedeni sporla, beslenmeyle yeniden inşa ettiğinde daha güçlü, dayanıklı, kaslı vs. bir hale dönüştürmüş olursun. Zihnini yeni hayaller, bilgiler, anlayışlar, tecrübeler ile inşa ettiğinde farklı bir kapsayıcı algıya ilerlersin. Ruhunu sanatla, içe dönüşle inşa ettiğinde hem neşe hem sükûnet bulursun... Yani doğumundan itibaren kendini içinde bulduğun beden- zihin ve ruh durumu ham bir haldir. Bu ham cevheri işleyip, evrimleştirmen istenir.
Kerem Ali ALTINKAYA