“İnsanlara üç çağrım var. Her bireyi insanlığa ihanet etmemeye çağırıyorum. Bugünün insanının üç uzvuna gereksinimi var:
1 )Akıl için kafaya
2) Duygu için yüreğe
3) Omurgaya: Bu da kimse önünde sürünmemek için."
Bireysel kurtuluş diye bir yaşam biçimi yoktur. İnsan, her zaman toplumsal bir yaratık olduğunu kavrayıp kendi sınıfının bilinçlenmesi ve daha insancıl koşullara kavuşması için çaba gösterdikçe mutlu olabilecek, yaşamını değerlendirecektir. Yaşam, şöyle bir yaşanıp geçmek için varolmak değildir. Aksine insanları, en insancıl yaşamlara ulaştırmanın mücadelesinin verildiği bir olgudur. Bilinçsiz bir yaşam, insan yaşamı değildir. Bir anlamda aileyi yöneten, çocuklarını yetiştiren kadınlar da olduğuna göre, aydın Türk kadının en büyük görevi, diğer kadınları bilinçlendirmek olacaktır.
Tezer Özlü'nün sanatsal yönünün daha çok üzerinde durulduğu bu yazılar kız kardeşi Sezer Duru tarafından kitaplaştırıldı. Yurt dışındayken Türkiye'deki dergilere, gazetelere gönderilen yazılardan oluşan bu kitapta sanatsal olaylara karşı duygu ve düşüncelerini okuyorsunuz. Kendi dünyasına yakın bulduğu yazarları, eserleri büyük bir ustalıkla anlatıyor. Aynı zamanda sinema kültürü çok iyi olan Tezer Özlü başta Venedik, Berlin olmak üzere kentlerdeki film festivallerinde izlediği filmleri yorumluyor. Birçok filmi o kadar güzel anlatmış ki izlenecekler listeme girdiler. Kitapla ilgili tek eksi yön konu bütünlüğünün olmaması ve zaman kavramına dikkat edilmemesi biraz yorucu olabiliyor. Okurken keyif aldığım bir kitap oldu. Tavsiye ederim :)
''İşte gidiyor, felaketlerin anası, koşuyor ve tüm dünyayı kendisiyle birlikte eve götürmeye çalışıyor... Ne garip, insan keşfetmeyegörsün, nasıl da tüm dünyaya sahip olabiliyor.''
Djuna Barnes (Gecenin Uzantısı romanından)
"İnsanlara üç çağrım var. Her bireyi insanlığa ihanet etmemeye çağırıyorum. Bugünün insanının üç uzuva gereksinimi var:
1- Akıl için kafaya
2- Duygu için yüreğe
3- Omurga: Bu da kimse önünde sürünmemek için."
Hilde Domin