Zincire vurulmuşlardı. Bir yerli yorulduğunda ya da güçsüzlükten bayıldığında zincirli başı kesiliyordu. Böylece zincirlerle birbirine bağlı olan diğerlerini çözerek vakit kaybetmemiş oluyorlardı.
Duydunuz mu susuzluktan çatlamış topraktan çıkan sesi mi?
Kızgın güneş altında beklerken o mutlak sonu.
Yeryüzünü kaplar gibi kanatlarını açmış haşmetli bir Kartal'ın tüyü düştü üzerime.
Ve 1000 yıllık uykumdan uyandım.
Birden şimsekler çakmaya, rüzgar uğuldamaya, bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya başlamıştı. Göğün dibi delinmişti sanki. Sular yatağını bulmaya çalışan bir nehir gibi, oyuna meraklı bir çocuk gibi her şeyi önüne katmış bir o yana bir bu yana sürüklüyor Tike.
Şefkatli bir anne gibi kollarını kavuşturmuş onu bekliyordu.