Ancak çok güçlü sevebilen insanlar, çok güçlü üzüntüyü de yaşayabilirler; fakat bu sevme ihtiyacı üzüntüye karşı koymalarını sağlar ve onları iyileştirir.
Kibir, gerçek üzüntüyle en bağdaşmayan duygudur. Bununla birlikte bu duygu insanın yapısına öyle işlemiştir ki, insan en büyük üzüntüyü çekerken bile onu çok ender olarak uzaklaştırabilir.
Dünyayla vedalaşır gibi çalıyor; hiç söyleyemediği şeyleri söyler gibi çalıyor, yarım kalan hayallerini, gerçekleşmeyen arzularını, kısaca hayatı çalıyor.