İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
"Özgürlük vazgeçilmez değildir; yurtseverlerin kanıyla muntazaman kazanılmalıdır yoksa yitip gider. İcat edilen, sözüm ona tabii insan hakları arasında özgürlük, ucuza getirilme ihtimali en düşük olanıdır ve asla zahmet çekmeden gelmez."
Rico’nun acemi birliğindeki yaşamı, eğitiminin aşamaları, Terra Federasyonun sistematik yapısı, uzay gemisinin hiyerarşik yapısı ve komuta kademesi, Çevik Piyade’nin kullandığı güç takımlarının çalışma prensibi tüm detaylarıyla, tane tane, sayfa sayfa anlatılıyor. –Hey dostum, bunun bir bilim kurgu olması gerekiyordu, lanet olası bir Aytmatov romanı değil- Sanki kendi başına bir roman değilmiş de kendinden sonra yazılacak kitaplara yol gösterici bir kılavuz olarak hazırlanmış gibi. Kaldı ki arka kapakta da görüldüğü üzere John Scalzi’de “Yaşlı Adamın Savaşı açıkça Yıldız Gemisi Askerlerinden etkilendi” diyerek olayı özetliyor. Romanın 1959 yılında yazıldığı düşünüldüğünde, bugünkü pek çok bilim kurgu kitapta kullanılan farklı türlerle arsa kavgası, iyi taraf, kötü taraf kavramlarının son derece göreceli olması gibi noktalarıyla onlara öncülük ettiği açık.
Bunun yanı sıra kendi içinde onlarca ahlaki, siyasi, askeri soruya felsefi cevaplar arıyor. Bu hali ile tam bir Rus klasiği izlenimi uyandırıyor. Askerlik yapmayanların, askerlik yapanlarla aynı oy hakkında sahip olamaması hem tanıdık, hem de birkaç küçük uyarlamayla mantıklı geliyor artık. Yine tek bir savaş esirini kurtarmak için çok daha fazla askeri gözden çıkarmaktaki amacı da oldukça geçerli buldum. Ama şunu belirtmeden geçemeyeceğim; adı Yıldız Gemisi Askerleri olan bir kitaptan benim beklentim bu değil. Hani ışın tabancaları, hani negatif volteks silahları, hani aksiyon, hani üç memeli uzaylılar. ucalisan.blogspot.com.tr/2016/09/yldz-ge...
Çünkü devrim – silahlı ayaklanma- için yalnızca memnuniyetsizlik değil, saldırganlık da gerekir. Bir devrimci savaşıp ölmeyi göze almalıdır yoksa kumda oynar. Saldırgan olanları ayırır ve çoban köpeği yaparsanız, koyun asla size sorun çıkarmaz.
...birkaç binanın içinden ilerlemeye karar verdim.
Sırtımdaki ağır ateşleyiciyi kapıp gece görüş cihazımı gözlerime indirdikten
sonra tam güç bir ışın bıçağıyla önümdeki duvarla mücadele ettim.
Duvarın bir kısmı çöktü ve hücuma geçtim.
Ama daha hızlı bir şekilde geri çekildim.
Neyi yarıp açtığımı bilmiyordum. Bir kilise cemaati
Davranın sizi maymunlar! Sonsuza kadar yaşamaya mı niyetlisiniz?
–Adsız müfreze çavuşu, 1918
Her atlayıştan önce tir tir titriyorum.
Enjeksiyonlarım, tabii ki, tam. Hipnotik hazırlığım da öyle.
Aslında sırf bunlar yüzünden korkmamam gerek.
Geminin psikiyatrı beyin dalgalarımı kontrol ettikten sonra,
ben uyurken saçma sapan sorular
“Özgürlük vazgeçilmez değildir; yurtseverlerin kanıyla
muntazaman kazanılmalıdır yoksa yitip gider.
İcat edilen, sözüm ona tabii insan hakları arasında özgürlük,
ucuza getirilme ihtimali en düşük olanıdır ve asla zahmet çekmeden gelmez.”
Ace, “Altıncı manga, Flores kayıp,” diye ekledi.
“Manga lideri aramaya koyuluyor.”
“Bir adam kayıp,” diye rapor ettim Johnson’a.
“Altıncı mangadan Flores.”
“Kayıp mı ölü mü?”
“Bilmiyorum. Manga lideri ile yardımcısı aramaya çıkıyor.”
“Johnnie, bırak da Ace gitsin.”
Fakat onu duymadım, bu yüzden yanıt vermedim.
Durumu Celi’ye bildirdiğini ve Celi’nin de küfrettiğini işittim.
Kahramanlık yapmaya çalışmıyordum. Adamları toparlama
işi manga liderinin yardımcısının yapacağı işti; takipçi olan oydu,
içerideki son adam, harcanabilir olan. Manga liderlerinin yapacak
başka işleri vardı. Şimdiye kadar çoktan anlamışsınızdır;
manga lideri hayatta olduğu sürece
manga yardımcısı çok da gerekli değildir.
İşte tam o anda kendimi hiç olmadığı kadar gözden çıkarılabilecek
biri gibi gördüm, neredeyse gözden çıkarılmış gibi çünkü evrenin
en tatlı sesini duyuyordum, kurtarma gemisi karaya inip bizi anons edecekti.
İşaret verici kurtarma gemisi gelmeden hemen önce
ateşlenen bir robot-rokettir: kendini toprağa gömen ve karşılama müziği
yayınlayan sivri uçlu bir demir. Kurtarma gemisi otomatik olarak üç dakika
sonra ortaya çıkar, bu yüzden gitmeye hazır olmalısınız çünkü
‘araba’ beklemez ve uzun bir süre yenisi gelmez.
Kitaptaki ütopyaya bayıldım ve yazarı bir çok konuda haklı buldum. Bir yerde yazar özetle seçme ve seçilme hakkının, topluma karşı faydalı olduğunu kanıtlayan bilinçli yurttaşlara verilmesi gerektiğinden bahsediyor. Şuanki yönetim biçimimiz ne kadar modern ne kadar demokratik insana bunları sorgulatıyor. En modern demokratik yapılarda bile Donald Trump gibi liderler başa gelebiliyor. Demokrasi yoksa bir yanılsama mı? Okuyun bakış açınızı genişletecek bir eser...
Vietnam Savaşı gazisi Joe Haldeman'ın 1974'te yazdığı ikinci ve en sevilen kitabı olan Bitmeyen Savaş (Forever War);
bilimkurgunun üç büyük ödülü olan
Nebula, Hugo ve Locus kazanmıştır.
Bitmeyen Barış ve Bitmeyen Özgürlük
isimli iki bağlantılı kitabı vardır.
Yayımlanmadan önce 18 yayınevi tarafından geri çevrilmiştir.
İlk olarak Analog dergisinde tefrika
halinde yayınlanmıştır.
Yıldız Gemisi Askerleri kitabı ile
birlikte askeri bilimkurgunun en
sevilen eserlerinden biridir.
Savaşı ölümcül bir hastalık olarak
gören kitap, savaşın dünyaya ve insanlığa verdiği zararları ekonomik, siyasal,
kültürel ve sosyal açıdan değerlendiriyor.
Türkçe olarak ilk kez 1999 yılında
İthaki Yayınları tarafından basılmıştır.
Bilimkurgu Klasikleri Dizisi kapsamında yenilenmiş bir edisyonu vardır.