ŞEMS'E MERSİYE Gökyüzü şu ayrılığı duyup anlasaydı Yıldızları ağlardı, güneşi ve ayı da. Padişah bilseydi ne çeşit tahttan indirileceğini Kendi de ağlardı, tahtı ile tacı da. Uçan kuş, bilmiş olsaydı niye avlandığını Kırılır kolu kanadı, başlardı ağlamaya Hüneri aldatmasaydı Eflatun'u Çığlık atıp ağlardı hünere ve sanata da. Denizlerde salına oynaya giden şu gemi Başına geleni bilseydi ağlardı oynayacağına. Rüstem bile anlasaydı şu feleğin kahrını Gücüne kuvvetine ağlardı kılıç sallayacağına. Sağırdır kulağı ecelin, işitmez feryatları Yoksa dayanır mıydı hiç kanlı yürek sağnağına Öz çocuğunu yiyen bir dev-anadır dünya Yok'sa nasıl katlanırdı ecelin bu tuzağına Toprağa kaptırdığı can- cevheri uğruna Alt üst olup çığlık atmalı değil miydi şu dünya Tebrizli Şems gitti gideli neyleyim şimdi İnsanların övündüğü o varlık için ağlayan gözleri? O gitti, manâlar alemi düğün dernek içinde Lakin göz yaşına boğuldu, bu dünyanın her şeyler"
191 öğeden 221 ile 191 arasındakiler gösteriliyor.