Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sevgi geçmişte bekletilir Gelecekle adlandırılır sevgi Feda edilen ruhun güzel nağmeleriyle serilir Uzun süren arzuların başlangıcıyla... Sevgi o mu, sevginin anası o? Hayat o mu... hayatın anası o? Sevgi o mu, sevginin anası o? Hayat o mu... hayatın anası o? O sevgi yeniden geri gelse, göğün dalgalan onunla ağlardı Ay tiril tiril yıldızlar ışıl ışıl, Sevgi güneş gibi ne görünür ne gizlenir ve ne bakılır ne küçümsenir. Bulutlar göstermez güçünü, uzakları öldürmez, sözcükleri harcamaz
Sayfa 32 - E-KitapKitabı okudu
"Gökyüzü şu ayrılığı duyup anlasaydı Yıldızları ağlardı, güneşi ve ayı da. Padişah bilseydi ne çeşit tahttan indirileceğini Kendi de ağlardı, tahtı ile tacı da. Uçan kuş, bilmiş olsaydı niye avlandığını Kırılır kolu kanadı, başlardı ağlamaya. Sağırdır kulağı ecelin, işitmez feryatları Yoksa dayanır mıydı hiç kanlı yürek sağanağına. Öz çocuğunu yiyen bir dev anadır dünya.”
Reklam
YAR KASİDİ Sen yârımın kasidisen Eylen sene çay demişem Sen yârimin habercisisin Eylen sana çay demişim Heyalını gönderibdir
Ben yok olamam.Ağlarım,tepinirim,çatlarım,çıldırırım,ölürüm fakat yok olamam.Her şey benim olsun ,vereyim,gökler,yıldızlar,gökteki samanyolu,ay,dünya vereyim.Fakat aklım bana kalsın! Aklım bana kalsın!Aklım!...
Sayfa 114Kitabı okudu
Ben yok olamam. Ağlarım, tepinirim, çatlarım, çıldırırım, ölürüm, fakat yok olamam. Her şey benim olsun, vereyim, gökler, yıldızlar, gökteki samanyolu, ay, dünya vereyim. Fakat aklım bana kalsın! Aklım bana kalsın! Aklım!..
Sayfa 114 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
“Gökyüzü şu ayrılığı duyup anlasaydı Yıldızları ağlardı, güneşi ve ayı da. Padişah bilseydi ne çeşit tahttan indirileceğini Kendi de ağlardı, tahtı ile tacı da. Uçan kuş, bilmiş olsaydı niye avlandığını Kırılır kolu kanadı, başlardı ağlamaya. Sağırdır kulağı ecelin, işitmez feryatları Yoksa dayanır mıydı hiç kanlı yürek sağanağına Öz çocuğunu yiyen bir dev anadır dünya.”
Reklam
Razı değilim Allahım! Yok olmaya, kalmamaya, gelmemiş olmaya, mevcut olmamaya razı değilim. (Sükût, müzik.) Bu dünyada bırakamıyacağım hiçbir şey yok. Ne deniz, ne ağaç, ne şehir, ne ev, ne kadın, ne de ben. (Eliyle göğsüne çarpar.) Bu kalıbım, bu zarfım, bu kafesimle ben. Onların hepsini bırakabilirim. Fakat şuurumu, bilmek, duymak, var olmak şuurumu bırakamam. Razıyım bir toz parçası olayım. İnsanlar üzerime basarak geçsin. Canım acısın, duyayım. Canımın acıdığını duyayım. Razıyım bir kertenkele olayım. Kızgın yaz günlerinde bir bahçe duvarına tırmanayım. Tırnaklarımı tuğlalara geçireyim. Yeşil ve ıslak sırtımı güneşe vereyim. Fakat güneşle sırtım arasındaki öpüşmeyi duyayım. Tuğlaların incecik zerrelerini sayayım. Kovuklardaki böceklerin, bir boru içinden bakar gibi bana baktıklarını göreyim ve düşüneyim. Razıyım bir nokta olayım. Fakat o noktaya bütün kâinat, bütün mevcudiyle dolsun. Ben yok olamam. Ağlarım, tepinirim, çatlarım, çıldırırım, ölürüm, fakat yok olamam. (Sükût, müzik.) Her şey benim olsun, vereyim, gökler, yıldızlar, gökteki samanyolu, ay, dünya vereyim. Fakat aklım bana kalsın! (Acı acı ulur) Aklım bana kalsın! Aklım!..”
223 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.