Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yıldız Yıldız

Yıldız Yıldız
@yildizyildiz
Keramet, şüphesiz Allah-u Teâlâ’nın veli kuluna bir lütuf ve ikramıdır. “Bizim uğrumuzda (rızamızı elde etmek gayesiyle, nefis, şeytan, heva, heves ve din düşmanlarına karşı) cihad edenler var ya, Biz onları mutlaka yollarımıza ileteceğiz. Şüphesiz Allah, mutlaka iyilik yapanlarla beraberdir.” (Ankebût Sûresi, 29/69) âyetinin sırrı ile Allah (c.c)’ın emirlerine itaat eden, yasaklarından kaçınan ve O’na yaklaşmaya çalışan kullarına bir ihsanıdır.
Sayfa 33 - Kutlu YayıneviKitabı okuyor
Reklam
Bir insanın uçması da suda yürümesi de ne güç bir iştir ne de Allah dostları yanında muteberdir. Mühim olan Kur’an ve sünnet ile amel etmek ve takva üzere yaşamaktır. Allah (c.c)’ı tanımak ve tanıtmaktır.
Keramet ne havada uçmak ne de su üstünde yürümektir. Görmüyor ve hiç düşünmüyor musunuz ki istidat ve kabiliyetçe insandan çok daha aşağı yaratılan varlıklar havada uçuyorlar, cansız gemiler dahi su üstünde yürüyorlar. Oysa insan Allah (c.c)’ın muhteşem ve mükemmel bir sanat eseridir. Ahsen-i takvim sırrıyla yaratılan ve akılla donatılan insan, elbette havada uçan kuştan da suda yürüyen demir yığınından da üstündür.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Keramet-i ilmiye; vehbi olan ilm-i marifettir, Marifetullahtır, Allah’ı tanımak ve tanıtmaktır. Bu tarz keramet sahipleri ilimde, marifette, Kur’an ve sünnet ile amel etmede çok ciddi mesafe kat ederek iffet, istikamet ve takva üzere yaşayarak insanların hidayetine vesile olur, Allah (c.c)’ın rızasını ve sevgisini kazanırlar, O’nun katında makbul ve mahbub ender bir kul, gerçek bir veli olurlar.
Keramet-i kevniye; az yemek, az içmek, az konuşmak, az uyumak gibi riyazet neticesinde Allah (c.c)’ın lütfuyla letafet kazanıp havada uçmak, su ve ateş üstünde yürümek, az gıdanın bereketlenmesi ve çoğalması, bast-ı zaman ve tayy-i mekân ile az zamanda çok iş yapmak, uzun yolu kısa sürede gitmek gibi hâllerdir ki ne her riyazet yapan da zuhur eder ne de bunlarla Allah (c.c)’ın rızası ve sevgisi kazanılır. Bununla ancak nefis tatmin edilir. Hem bu tarz hâller ahirete ait baki nimetleri bu dünyada fâni bir surette yemektir.
Reklam
Keramet iki türlüdür: Birincisi: Keramet-i kevniyedir ki maddî, zahiri, hissî ve sûrîdir. İkincisi: Keramet-i ilmiyedir; mânevî, bâtınî, ruhî ve hakikî ve gerçek keramettir.
İstidrac hadisesinde, kul yaşadığı olağanüstü ve sıradışı olayları Allah’tan değil, kendinden bilir. Bu ise o gafilin büyüklenmesine, amelleri ile övünmesine ve kibirlenmesine neden olur. Kibirlenmesi ise, o kişiyi helâke sürükler ve götürür. Netice itibariyle istidrac, o kulun helâkinin sebebi olur.
Bir de istidrac denilen bir hadise vardır ki kişinin hakkı, istidadı ve kabiliyeti olmadığı hâlde çokça nimete mazhar olması ve bu sebeple küfür yahut isyanının devam etmesidir. İşte âsî kul, bu hâl üzere gitgide azaba yaklaştırılır. Zira kul yaşadığı olağanüstü ve sıradışı olayları Allah’tan değil, kendinden bilir.
Kerametin gerçekleşmesi mümkündür. Ancak keramet sahibi, gösterdiği kerametlerle kendini kurtardığını iddia edemez. Bundan dolayı kerametin, Allah’ın rızasını ve sevgisini kazanma, sevap yahut mükâfat gibi bir neticesi yoktur.
Velayet Yolu 1
Velayet Yolu 1Şair’ül İslam Yunus Kokan
9/10 · 989 okunma
Reklam
220 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Yaşamak
YaşamakCahit Zarifoğlu
8.5/10 · 9,2bin okunma
Bu duyguları yapayalnız taşımak çocuk kalbime ağır geldi.
Yine de biri çıksa, nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim.
169 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.