Sen de mi çeşmeyi kurutup gittin
Yılkı atlarını yürütüp gittin
Rüya mıydı yoksa yağmurda yanmak
Toprağa düşerken gökte uyanmak
Gözlerim buzlara saplandı yine
Demek ki kar yağdı kirpiklerine
Şimdi bir ıssızda, yar başındayım
Ölümü sevmeni telaşındayım
Biraz cezbe katıp kalbin ahına
Varmalı Mansur'un kıblegahına
Şimdi sultanları sevdiren masal
Mihrican yurdunda mahrem ve kutsal
Yok artık hayalin sarmaşığında
Belki de bulunur ay ışığında
Değil mi ki, içinde parlayan her yıldızın O elemli gecede kaydığı bir gök vardı Dirilmiştin bir şiir ikliminde ansızın
Heyhat, yine gönlünün çiçekleri sarardı
.
Neden sararıyor geçtiğim yerler
Elimin değdiği her şey mustarip
Bu kadar mı zormuş yürümek sana
Hangi gece, nerde uyursam, garip
Yine aynalarda uyanıyorum
.
Değil mi ki, içinde parlayan her yıldızın
O elemli gecede kaydığı bir gök vardı
Dirilmiştin bir şiir ikliminde ansızın
Heyhat, yine gönlünün çiçekleri sarardı
Değil mi ki, içinde parlayan her yıldızın
O elemli gecede kaydığı bir gök vardı
Dirilmiştin bir şiir ikliminde ansızın
Heyhat, yine gönlünün çiçekleri sarardı
.
“Değil mi ki, içinde parlayan her yıldızın
O elemli gecede kaydığı bir gök vardı
Dirilmiştin bir şiir ikliminde ansızın
Heyhat , yine gönlünün çiçekleri sarardı”
.
Değil mi ki,içinde parlayan her yıldızın
O elemli gecede kaydığı bir gök vardı
Dirilmiştin bir şiir ikliminde ansızın
Heyhat,yine gönlünün çiçekleri sarardı.
O müphem kapılardan çevir artık yüzünü
Yokluğunu bekleyen günlerin yâdını tut
Bulamadın kalplerin derûnunda özünü
Seni son merdivende bekliyor şimdi sükût
Değil mi ki, içinde parlayan her yıldızın
O elemli gecede kaydığı bir gök vardı
Dirilmiştin bir şiir ikliminde ansızın
Heyhat, yine gönlünün çiçekleri sarardı
Avuçlarında ömrün, yürü şimdi yalnız başına
Bu hayal âleminde ne tekilsin, ne çoğul
Doğar doğmaz mı girdin bu sevda savaşına
Sana hakikatini gösteren rüyayı bul
Arama mevsimlerin esrarını âhında
Bitsin artık aldanış, bu hüsran ve bu nazar
Öldür kelimelerin feryadını ruhunda
Suskunluğun sarayı ya kalbindir, ya mezar