Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yıldız Taşar

Bir kaderim vardı, belliydi; onu görüyor, kabul ediyordum. Belki Kırmızı Saçlı Kadın hakkında bir roman bile yazardım.
Reklam
Kimse sizi gözlemiyorsa, içinizdeki gizli ikinci kişi dışarı çıkıp dilediği şeyleri yapabilir. Yakınlarda bir babanız varsa ve sizi görüyorsa içinizdeki kişi içinize saklanır.
ama bir babanın oğulları arasında ayrım yapmaması gerekirdi" demesi kalmış. "Bir baba adil olmalıdır," diye de eklemişti sonra, "adil olmayan baba evladını kör eder."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
bu dünyaya tanıklık etmenin, yaşamanın ne tuhaf bir şey olduğunu aklımdan geçirirdim.
Beni hayata bağlayan, bana iyimserlik veren bir şey vardı bu hayalde.
Reklam
O gülümseyişi, yüzündeki "Seni tanıyorum" diyen anlam ve ifadesindeki şefkat olmasaydı belki de onu bu kadar çok düşünmezdim.
Sayfa 25 - ykyKitabı okudu
Göğe çıkıp yıldızların ışıltısına ulaşmak yerine, şimdi üzerinde uyuduğumuz toprağın içine girmeyi hayal etmemiz doğru muydu?
Sayfa 17 - ykyKitabı okudu
Daha o zaman bile düşüncelerin kafamıza bazan kelimelerle, bazan da resimlerle geldiğini anlamıştım. Bazan bir fikri kelimelerle düşünemezdim bile... Ama o şeyin resmi, mesela bardaktan boşanırcasına yağmur yağarken nasıl koştuğum ve neler hissettiğim gözümün önünde hemen beliriverirdi. Bazan da bir şeyi kelimelerle düşünebilirdim ama gözümün önüne onu bir resim olarak asla getiremezdim: Siyah ışık gibi, annemin ölümü gibi ya da sonsuzluk gibi.
Sayfa 10 - ykyKitabı okudu
516 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk
8.2/10 · 41,1bin okunma
Reklam
Belki bazı şeyler, okurlara, müzegezerlere yeterince açık gelmeyebilir, çünkü hikâyemi ve hayatımı size bütün içtenliğimle anlattım, ama onu bütünüyle ne kadar anladım, ben kendim bile bilmiyorum.
Masumiyet Müzesi, İstanbul'da öpüşecek bir yer bulamayan âşıklara sonsuza kadar açık kalacaktır.
Arada bir göz göze geliyorduk, ama bakışlarımız içe dönmüştü. Aklımın sinemasında hatıralardan, korkulardan, istekten ve anlamını hiç çıkaramadığım başka pek çok resimden yapılmış eklemeli tuhaf bir film oynuyordu.
"Aşk nedir?" "Neymiş?" "Aşk, Füsun'un karayolları, kaldırımlar, evler, bahçeler ve odalarda gezinirken ve çay bahçelerinde, lokantalarda ve akşam yemeği sofrasında otururken, ona bakan Kemal'in duyduğu bağlılık duygusuna verilen addır." "Hmmm... güzel cevap," derdi Füsun. "Beni görmediğin zaman aşk olmuyor mu?" "O zaman fena bir takıntı, bir hastalık oluyor."
Yaşadığım şu an, hatırladığım bir şeydi. Masumiyet Müzemi gezenler orada sergilediğim eşyalara, düğmelere, bardaklara, Füsun un taraklarına ve eski fotoğraflara şimdi karşılarında var olan şeyler gibi değil, benim hatıralarım gibi bakmalıdırlar.
999 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.