İnsan, insan olması itibari ile en üstün varlık olsa da bunun da bir şartı vardır. Bu şart kendisini insan yapan hususları gözetmesidir. Bunlar da gerçek bilgi ve sağlıklı ameldir. İnsan, bunlara ne kadar çok sahip olursa o kadar yükselir. Bu nedenledir ki şöyle denmiştir; “İnsanlar, yaptıkları güzel işlerin eserleridir”. Yani bilgileri, iş yeri ve güzel amelleri ile anılırlar. Nitekim, bir konuyu bilen kimse güzel bir amelde bulunduğunda “filan güzel etti” demek adet olmuştur.
Hindistan’da Buda
Buda, insanlara barış ve sukûneti öğretmeye başlamıştı. Beşeri acıların üstesinden ancak dünyevi gerçekliğin ve bireysel benliğin yarattığı yanılsama perdesinin ötesine geçmek ve insanın mustarip olduğu bütün acılara yol açan sahte arzulardan ve baştan çıkarıcı tutkulardan arınmış bir kişilik geliştirmek suretiyle gelinebileceğini öne süren Buda’nın ardından izleyicileri, oldukça ayrıntılı bilgi, benlik, varlık ve dil kuramları geliştirdiler.
Sayfa 22
sosyalist kültür/stefan zweig ile “dünün dünyası”na bakmak
Stefan Zweig, “Dünün Dünyası”[1] adlı kitabının önsözünde kendini “her yerde ve hep bir Avusturyalı, bir Yahudi, bir yazar, bir hümanist ve barışsever” olarak tanımlıyor. Zweig’ın trajik ölümünden (22 Şubat 1942) önce yayıncısına gönderdiği hem geçmişin hatırlanması hem de gelecek nesiller için bir uyarı olarak yazılan “Dünün Dünyası”, edebi
"İTİKAD ve İBN TEYMİYYE..." İhsan Şenocak'ın Kaleminden...
- İslam düşünce tarihinde leh ve aleyhinde en fazla konuşulan isimlerin başında Takiyyuddin İbn Teymiyye (v. 728/1328) gelmektedir. 661/1263 yılında Harran’da doğan İbn Teymiyye, Hanbeli mezhebinin güçlü âlimlerini içerisinde barındıran bir aileye mensuptur. Dedesi Mecdüddin İbn Teymiyye pek çok alanda eser veren bir âlimdir. Babası Abdulhalim’de,