Yıl 571, aylardan nisan, günlerden pazartesiydi. O gün dünya çok ama çok mutluydu. Neşe içinde dönüyordu. Ne vardı, ne olmuştu böyle? Farklı bir ışık demeti sarmıştı her yeri. Beklenen olmuş muydu? Yolu gözlenen misafir, dünyaya gelmiş miydi?... Dünya sabırsızlık içinde bu müjdeyi beklerken diğer yandan çok ilginç şeyler yaşanıyordu. Ateşe tapan Mecusilerin bin yıldır yanan kut- sal ateşleri bir anda sönmüştü. Kâbe'deki putlar yere serilmişti. Save Gölü kurumuş, Semave Vadisi'ni su basmıştı. O gece Iran kisrasının (hükümdarının) şahane sarayından tam on dört sütun yıkılmış, yerle bir olmuştu. Daha neler olmuştu neler!... Bütün bu olanlar boşuna değildi. Hepsi çok önemli bir olayın habercisiydi. O gece bir yıldız doğmuştu. Bu yıldızı gören Yahudi bilginler, bunun Peygamberin doğduğuna dair bir işaret olduğunu anlamışlardı. Bir Yahudi, Medine sokaklarında şöyle bağırıyordu: "Hey Yahudiler! Haberiniz olsun; Ahmed'in yıldızı bu gece doğdu. O, bu gece dünyaya geldi!" Bunu duyan Yahudiler, peygamberliğin kendi soylarından gelen birine verilmemesine çok üzüldüler. O, Allah'ın en özel kuluydu. O en büyük peygamberdi. Bugüne dek bütün peygamberler hep onu övmüşlerdi. Hz. Musa, Hz. Davut, Hz. Isa, onun geleceğini müjdelemişlerdi. Evet! Uzun süredir beklenen misafir, sonunda dünyaya gelmişti...
Sayfa 24
Gelmeyecek sanki yolu bunca gözlenen
Reklam
Gelmeyecek sanki yolu bunca gözlenen Dönmeyecek anla bunu anla bir daha
Aşktır...
Yol gözleyen, yolu gözlenen, yollarına umutlar serilendir... Dayanmaktır belki de. Belkidir yani. "Ya gelirse"dir, daha çok da " ya dönerse..."
Ölü şairler, filozoflar, rahipler, Şehitler, sanatçılar, mucitler, gelmiş geçmiş bütün hükümetler, Başka sahillerde dile şekil verenler, Bir zamanların güçlü ulusları şimdi zayıflamış, içine kapanmış ya da perişan, Devam edemem yoluma saygıyla övene dek buraya kadar taşıyıp bıraktığınız şeyi, Okudum dikkatle onu, teslim ediyorum takdire şayan olduğunu (gezinip içinde bir süre,) Hiçbir şey asla ondan daha mükemmel olamaz kanaatimce, hiçbir şey liyakate ondan daha fazla layık değil, Uzun süre dikkatle inceledikten ve bir kenara attıktan sonra onu, Duruyorum olduğum yerde, burada kendi zamanımda. İşte buraya varır kadını, erkeği, Buraya demir atar kadın erkek dünya mirasçılarının gemisi, burada alevlenir madde, Tinselliğin burada tercümesi, açık seçik, Her dalın göz kulak olan, görünen biçimlerin son hali, Tatmin edici, kaç zamandır yolu gözlenen yaklaşıyor işte, Evet, sevdiğim, ruhum geliyor.
Dağlıdır aşk, yalnız ve aidiyetsiz bir dervişin kendi keşfettiği ibadet biçimidir. Aşk, Anadolu imanıdır. Nettir. Taşları kaynatıp çorba yapan, umudunu yitirmeyendir. Aşk, hem kanamak hem acımaktır. Aşk inanmaktır. Mümin'dir. Murabıt'tır. Yol gözleyen, yolu gözlenen, yollarını umut serilendir.
Reklam
121 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.