Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Okur

Modern hayatın bir vasfı varsa, o da dur durak bilmez bir meşguliyettir. Bir uyuşma hali, içimizde büyüyen boşluktan bir kaçış teşebbüsü. İçimizdeki boşluğu, can sıkıntısını ve boş zaman dehşetini, sürekli meşgul olarak korumak istiyoruz. Verimlilik anahtar kelime. İyi de, hayal kuramayan, aylaklık edemeyen, sürüden ayrı düşünemeyen, itiraz hakkını kullanamayan, dünyayı saran güzelliği göremeyen biri baştan aşağı verim olsa ne olur?
Reklam
Güzellik bizi canlı kılar, canlandırır. Çirkinlik ise uyuşturur, zombileştirir. Sıkıcılık ve çirkinliğin duygu, düşünce ve algılarımızın bilinçdışı ruhsal temelini oluşturduğu bir dünyada, canlı olduğumuzu hissetmek için sansasyonel olanın peşinde koşuyoruz. En gürültülü müzik, en çok fav/like, en heyecanlı müsabaka, en maceralı tatil, en hararetli politik tartışma. Ölmeye yatan ruhlarımıza yanlış yerde son bir hayat öpücüğü arıyoruz. Çokları bu mezatta dikkat ve alkış uğruna haysiyetlerini rehin bırakıyor.
Fotoğrafçılar deklanşöre basmadan önce "Gülümseyin!" diyorlar. Gülümseyin ve örtün yaşadıklarınızı. Eski albümleri karıştırırken, saça takılan yapma güller gibi, dudaklarımızın bir kenarına iliştirilen tebessümler hep acı vermiştir bana. Gülümsemek insanlara yakışır elbet. Bundan neden mi acı duyuyorum? Çünkü insanlar gerçek hayatlarında birbirlerine çok az gülümsüyorlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"İtme mir'âtı şîkeste, seni yüz sûrete kor." Kırma aynayı, o da seni yüz parça eder.
Bir şeyi sevmek için tanımak lâzımdır.
Reklam
Güzellik bizi canlı kılar, canlandırır. Çirkinlik ise uyuşturur, zombileştirir. Sıkıcılık ve çirkinliğin duygu, düşünce ve algılarımızın bilinçdışı ruhsal temelini oluşturduğu bir dünyada, canlı olduğumuzu hissetmek için sansasyonel olanın peşinde koşuyoruz. En gürültülü müzik, en çok fav/like, en heyecanlı müsabaka, en maceralı tatil, en hararetli politik tartışma. Ölmeye yatan ruhlarımıza yanlış yerde son bir hayat öpücüğü arıyoruz. Çokları bu mezatta dikkat ve alkış uğruna haysiyetlerini rehin bırakıyor.
Bazen, en derin varlığımızla dış âlem arasında bağ kuramayışın verdiği yalnızlık, bizi hastalandırır. Kozmik yalnızlık. Istırabın kaynağı belki kişisel sorunlarımızdır ancak onu berkiten, içinden çıkılmaz hale getiren çirkinliğin ta kendisidir. Bazen depresyon süregiden bir çirkinliğe verilmiş bir direnç tepkisidir. Bize mevzilerinden ateş yağdıran bir çirkinliğe karşı ruhumuzu sakınmak ister, sipere yatarız. Çirkin şehirler, çirkin ilişkiler veya çirkin sözler karşısında geri çekilmek, varlığımızı savunmak için son çare olur.
Koşma, Düşersin!
Koşmak zorunda değilsin, düşersen kalkmak zorunda değilsin. Düştüysen bir süre çayır çimenin tadını çıkar. Sana sürekli koşmanı söylüyorlar. Yarışmanı, birilerini arkada bırakmanı, ipi önce göğüslemeni bekliyorlar. Hep daha hızlı koşmanı istiyorlar. Bense sadece annenin çocukluğunda söylediği bir sözü hatırlatacağım: Koşma, düşersin!
Insan olarak en çetin uğraşımız sahici ve halis olabilmek. Sözü ortamına göre eğip bükmemek, kendi olmak cesaretini gösterebilmek, kalabalığın isteresine kapılıp gitmemek. Selamet der kenarest. Özü sözü bir, hayallerine ve değerlerine sadık insan olarak, bütünlüğünü büyütebilmek. Çakallaşmamak. Kendi hakikatene sadık kalabilen insan ne yiğit bir insandır. İç sesini dinler o, duyduğu hoşuna gitmese bile. Bir yalanın onu avutması yerine, hakikatin incitmesine razıdır.
Hey, köpeğe bak! Atla yarış ediyor. Kırbaç şakladıkça atın sırtında, köpek inliyor yolun sırtında. Atın bir adamı için, köpek on adım atacak. Atın adımı, adımı atacak. Hey, köpeğe bak! Atla yarış ediyor. Bırakın küstahı, yarışıyor şansın. Arabayı çekmiyormuş ne çıkar, atla beraber kırbaçlansın. Kahkahalar örtüyor suçun üstünü. Gülmeyin köpeğe, kendini at sansın.
Reklam
Toprak tohumun kıymetini bilirse izin verir dışarıya çıkmasına.
— Kaç yaşındaydın? — Henüz yirmi yaşında. Ve o andan itibaren her şey sonsuza kadar kararlaştırılmıştı, İşte o an, bir hata işledim, tanımlaması zor, anlaşılmaz, ama bütün hayatımın hareket noktası olan ve asla onaramadığım bir hata. — Cehalet çağında işlenmiş bir hata. — Evet. — İnsan o çağda evlenir, ilk çocuğuna sahip olur, mesleğini seçer. Bir gün pek çok şey bilecek ve anlayacaktır, ama artık çok geç olacaktır, çünkü bütün hayatına, insanın hiçbir şey bilmediği bir çağda karar verilmiştir.
Bak Turgutca, kader bu deniz gibidir, dümeni sağlam tutmazsan seni saf dışı ediverir. Kendi kaderine hakim olacaksın.
Uzaktasın ve ben sana ne olduğunu bilmiyorum.
Ciğerine erimiş kurşun akıtsalar, belki bu kadar ıstırap duymazdı.
128 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.