Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Laçkalaşmış tenlerin dudaktan sevdalarına, Gebe kalmış yaşanmışlıklar Günübirlik sevdaların mezesi olan içkiler Hatırı sayılır kahvelerin yerini almış Vicdan yerine cüzdana bakar olmuş Özentiyi kendine ilke edinen gençler Kasıntı hareketlerle bütünleşmiş bedenler Sanırsın ki küçük dağları onlar yaratmış hâşâ!
Artık ne benim sana gelesim var, Ne de senin bana dönüşün...
Reklam
Bir avuç hasret ekildi ülkemin sevda kokan bedenine
Bakınız Emekli Korgeneral Selahaddin Çetiner bu konuyu nasıl anlatıyor: “Bu üç felaketin açık bir izahı yoktu. Gemilerin hareket ettikleri alan, savaş başlamadan önce defalarca taranmış ve havadan deniz uçaklarıyla keşfedilmiş, mayınlardan temiz olduğu tespit ve rapor edilmişti. Son defa 17 Mart günü, Erenköy Körfezi üzerinde uçan bir İngiliz keşif uçağı da tıpkı mayın arama tarama gemileri gibi, bu böl- genin temiz olduğunu rapor etmişti. Su yüzeyinden 5,5 metre aşağıdaki mayınların bile havadan rahatça görülebildiği kaç defa tespit edilmişti. Acaba Türkler, mayınları serbest olarak akıntıya mı bırakıyorlardı? Bu da doğru çıkmadı. Bazı yabancı yazarlar ise, bu mayınların, Rusların İstanbul Boğazı açıklarında bıraktığı mayınlar olduğunu söylüyordu. Oradan Çanakkale Boğazı’na kadar gelmesi, Nara’daki engel ağını geçmesi zayıf bir ihtimaldi. Amiral Robeck, o gün için başka bir şey yapılamayacağına karar verdi.”
17 öğeden 11 ile 17 arasındakiler gösteriliyor.