Ölüler yokluklarıyla değil,daha çok -onlar ve bizler arasında-söylenemeyenler yüzünden acı verirler.
“Her zaman yapılan yanlış nedir bilir misin?Yaşamın değişmez olduğunu sanmak,trenin ray değiştirmeden sonsuza kadar gideceğini düşünmektir.Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renklidir.Artık çıkış yolunun kalmadığını sandığın bir durumda umutsuzluğun zirveye vardığında,rüzgar hızıyla her şey değişir,altüst olur ve bir andan ötekine geçerken kendini yeni bir yaşantının içinde bulursun.”
Reklam
“Tuhaf ama genellikle sonradan yaşantımızın en önemli kişisi haline gelen insanlardan ilk anda hoşlanmayız.”
“Sonraları mutlu oldum ama mutluluk neşenin yanında güneşin yanında bir elektrik lambası gibidir.Mutluluğun hep bir nesnesi vardır,bir şeyler yüzünden mutlu olunur,varlığı dışarıdan bir olaya bağımlıdır.Oysa neşenin nesnesi yoktur.Belirgin olmayan bir nedenle sarar seni,varlığı güneşe benzer,kendi yüreğinin ısısıyla yakar.”
Ve son. En sevdiğim kısmı burasıydı. :)
❛ Yolunu yitirdiğini, şaşırdığını hissettiğin zaman ağaçları düşün, onların büyüme biçimini anımsa. Unutma ki, yaprağı gür ama kökü zayıf bir ağaç ilk güçlü rüzgârda devrilir, oysa kökü güçlü ve az yapraklı ağaçta can suyu bin bir güçlükle dolaşır. Kökler ve yapraklar aynı ölçüde gelişmelidir, olayların içinde ve üzerinde olmalısın, ancak böyle gölge ve sığınak sunabilir, ancak böyle doğru mevsimde çiçekler ve meyvelerle donanabilirsin. Ve sonra, önünde pek çok yol açılıp sen hangisini seçeceğini bilemediğin zaman, herhangi birine, öylece girme, otur ve bekle. Dünyaya geldiğin gün nasıl güvenli ve derin derin soluk aldıysan, öyle soluk al, hiçbir şeyin senin dikkatini dağıtmasına izin verme, bekle ve gene bekle. Dur, sessizce dur ve yüreğini dinle. Seninle konuştuğu zaman kalk ve yüreğinin götürdüğü yere git. ❜
Sayfa 152 - Can sanat Yayınları
❛ Yapılacak ilk devrim, insanın kendi içinde yapacağıdır, evet ilk ve en önemli devrim budur. İnsan kendi hakkında bir düşünceye sahip değilken bir düşünce uğruna savaşmak, yapılabilecek en tehlikeli şeylerden biridir. ❜
Sayfa 152 - Can sanat Yayınları
Reklam
❝ Çınarın altına oturduğunuzda kendiniz değil, çınar olun, ormanda orman, kırda kır, insanlar arasında insanlarla olun.❞
Sayfa 140 - Can sanat Yayınları
“İnsan nasıl inanç sahibi olabilir?” “Buna çaba gösterilmez, inanç kendi gelir. Sizin inancınız var ama gururunuz bunu kabullenmenizi engelliyor, fazla soru soruyorsunuz, basit olanı karmaşıklaştırıyorsunuz. Gerçekte dehşetli korkuyorsunuz. Kendinizi rahat bırakın, ortaya çıkacak olan çıkacaktır.”
Sayfa 139 - Can sanat Yayınları
“Bir beden sahibi olduğumuz için,” diyordu, “gölgedeyiz, kurbağalar ve hem karada hem suda yaşayan hayvanlar gibi, bir yanımız burada yerde yaşarken bir yanımızla yükseklere göz dikiyoruz. Yaşamak yalnızca bunun bilincine varmak, bunu bilmek, ışığın gölgeye yenik düşmemesi için mücadele etmektir. Mükemmel olduğunu söyleyene güvenmeyin,” diyordu, “yanıtların cebinde hazır olduğunu söyleyenlere inanmayın, yalnızca yüreğinizin sesine kulak verin.”
Sayfa 138 - Can sanat Yayınları
“Yalnızca acı insanı geliştirir,” diyordu, “ama acıyla göğüs göğse gelmelisiniz, kaçmaya çalışan ya da ağlayıp sızlanan kaybetmeye mahkûmdur.”
Sayfa 138 - Can sanat Yayınları
Reklam
“Ölüler yokluklarıyla değil, daha çok –onlar ve bizler arasında– söylenemeyenler yüzünden acı verirler.”
Sayfa 137 - Can sanat Yayınları
“Tuhaftır, en yüce sözleri duymayı beklerken karşına en önemsizleri çıkar. Öylesine küçük ve tanıdık şeylerdir ki bunlar, bağırasın gelir:”
Sayfa 135 - Can sanat Yayınları
“Var olan tek gerçek ve inanılası öğretmen, insanın kendi vicdanıdır. ”
Sayfa 135 - Can sanat Yayınları
❛ Eğer yaşam bir yolsa, her zaman yokuş yukarı giden bir yoldur. ❜
Sayfa 134 - Can sanat Yayınları
“ İnsanın kendi iç dünyasına bakmak istemediği zaman bahaneler bulması dünyanın en kolay şeyidir. Dıştan bir suçlu her zaman vardır. Suçun –ya da daha iyisi sorumluluğun– yalnızca bize ait olduğunu kabullenmek çok cesaret ister. ”
Sayfa 134 - Can sanat Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.