Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gelmedin; son hayal de yanıp yanıp kül oldu Bu derûnî kavgada kırılan, gönül oldu Şimdi menziller elem; yürek duman; sîne çâk Devleri mahkûm eden hayatım şimdi helak Gelmedin; yıldırımlar düştü hülyalarıma Nasıl kıydın be zâlim, masum rüyalarıma Sana doğru her adım neden hep ölüm sunar Seni her andığımda, renk solar, desen yanar Nurullah Genç
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Reklam
Antik diyarlardan bir gezgine rastladım. İki büyük ve çıplak taş bacak, dedi; Duruyor çölün ortasında dikili. Hemen yanında, kumların üzerinde, Yarısı yere gömülmüş bir çehre; O çatık kaşları ve soğuk dudakları Belli ki, onu çok iyi resmetmiş heykeltıraşı. Öykünen bir el ve besleyen bir yürek ile, Öyle bir damgalamış ki tutkuları o cansız şeylere, Dayanabilmeyi başarmış ta bu güne. Kaidesinde ise şu sözler yazılı: "Benim adım Ozymandias, kralların kralı; Eserlerime bak ki, bilesin haddini." Fakat hiçbir şey kalmamış geri. Ve o yok olmakta olan harabenin dört bir yanında, Yalnız ve dümdüz kumlar uzanıyor uzaklara.
Bana bir adım atsan huzur bulacaktı bu yürek Sana bir adım atsam huzur bulacaktı o yürek. Bizim hatamız korkaklık oldu, sevgisizlik değil...
Senin Yüzünden
Geceye tutuklu, uykum firarda, Hayallin geçerken, yine gözümden Hiçlik çemberinde, ömrüm zararda, Cayamam asla, ben bu sözümden. Fırtınalar esti, döndüm buruldum Kaybolmuşum diyar diyar soruldum, Takat kesilince, çok da yoruldum,
Yeni bir şeyler söyle bana ne olur, yeni bir şeyler. Kurşun aktı kulaklarıma hep aynı sözleri, aynı sesleri duymaktan. Belirsizlik güzeldir, de örneğin, kesinlik çirkin. Sessizlik sesten -hele de güncel ve kof- her zaman iyidir; düş gücü, iç zenginliği verir insana. Dünyanın usul usul ağaran o puslu sabahları ve günün turuncu tülleriyle
Reklam
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Payıma biçilen bir çaba vardı Sineme yazılan bir dava Mukaddes yüreklerde filiz açacak bir fikir Ve daimi yolculuğa çıkacak bir güç Evvela meniden yaratılan bedenim Aç susuz kalırdı da çabasız yaşayamazdı Yedi düveli mesken edinirdi de davasız ileri bir adım atmazdı Beşerin rüyası kabarık olur Sinesi dar olur Gök acuna sığar da Yürek kılıfına sığmazdı VS| 6nisan2024 03:12
Ozymandias - Percy Bysshe Shelley
Antik diyarlardan bir gezgine rastladım. İki büyük ve çıplak taş bacak, dedi; Duruyor çölün ortasında dikili. Hemen yanında, kumların üzerinde, Yarısı yere gömülmüş bir çehre; O çatık kaşları ve soğuk dudakları Belli ki, onu çok iyi resmetmiş heykeltıraşı. Öykünen bir el ve besleyen bir yürek ile, Öyle bir damgalamış ki tutkuları o cansız şeylere, Dayanabilmeyi başarmış ta bu güne. Kaidesinde ise şu sözler yazılı: "Benim adım Ozymandias, kralların kralı; Eserlerime bak ki, bilesin haddini." Fakat hiçbir şey kalmamış geri. Ve o yok olmakta olan harabenin dört bir yanında, Yalnız ve dümdüz kumlar uzanıyor uzaklara. *Kaynaklara göre II. Ramses'in (ra + moses: ra'nın oğlu) diğer adıdır. Percy Bysshe Shelley kendisine ithafen aynı isimle bir şiir yazarak, "Dünya Sultan Süleyman'a bile kalmadı" minvalinde bir nazım kaleme almıştır.
MARIENBAD AĞIDI' ndan
Goethe 74 yaşındayken, 19’unda bir genç kızı Ulrike’yi sever. ağzından yazdığı, şimdiki ruh halini şaşırtıcı bir biçimde ifade eden aşağıdaki dizeleri koyar. Bu şiir reddedilmesi üzerine duyduğu üzüntüyü yansıtır. Goethe şiiri 5 eylül 1823 yılında Cheb'ten Weimar'a giderken yazmaya başlar, 12 eylül'de yolculuğunun bitmesiyle
Reklam
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak
Gittin
Gittin... Ben arkandan sadece baktım. Oysa söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki... ’’gidersen, iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini. Gidersen, sönecek içimdeki ateş ve bir daha hiç kimse yakamayacak. Gidersen, karanlığa mahkum edeceksin günlerimi. O karanlıkta yolumu kaybedeceğim...’’ diyecektim sana. Konuşamadım... Gittin... gidişini
ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI ..Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
804 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.