Filmlere ağlayanlar gerçeklere sustu!
Şu film olsaydı dünya festivallerinde ödüllere boğarlardı gerçek olunca görmemezlikten geldiler.
dünyayı bir sete çevirip oyunları ile gerçek insanları figüran ettiler herkes bu filmi sevdi kimse dursun istemiyor!
O kadar tarifsiz acı ki,
Sanki başka mahluklardan bahsediyoruz
Bir avuç üniversitelinin derdi olmuş Gazze,
Bir avuç insanın “marjinal” derdi olmuş Gazze
Ama böyle sürmeyecek “zulüm ile kimse anda olmadı olamaz! Herkes imtihan oluyor insanlık imtihan oluyor, 8 milyar sandığımız insanlık aslında bir avuçmuş!
Evet üzgünüz ama pes etmek yok! Asla alışmak yok! Asla bu kahpe düzene oymak yok! Hep böyle oldu hep bir suskun güruh vardı, ayet “onların çoğu inanmaz” (Yusuf Suresi 106) diyor yeni değil çoğunun susması o kadim atalarımızın verdiği imtihanı biz de veriyoruz “onların çektiğini çekmeden cennete gireceğinizi mi sanıyorsunuz” (bakara suresi 214) diyen ayet bize hesap soruyor. Bu dünya bir gölgelik iyi biliyoruz gölgeliğe sahip olanlar cennetimizi çok kıskanıyor hepsi bu!
Allah'ın emirlerini gözardı ederek âlimler de velev cüz'î bir hüküm vazetme yetkisi bulunduğunu, hatta bir zerrenin bile hükmünün yerini değiştirmeye yetkili olduklarını kabul ve teslim eylemek Allah'dan başkasına bir Rabb'lık hissesi vermektir, onları 'min-dunillah' (Allah'ın gerisinde) Rabb edinmektir. Şeytanlara, tağutlara, Nemrud'lara, Firavun'lara, putlara ve evsana tapmak nasıl bir şirk ve küfür ise âlimlere de haddinden fazla kıymet vermek öyledir. Mesela; doğruyu yanlışı, hakkı batılı ayırmaksızın hak ilminin gereği olmayan fikirlerini, sözlerini, hakkın emrine dayanmayan, ondan
kaynaklanmayan şahsî görüşlerini, istek ve arzuya dayanan keyfi fetvalarını ve iradelerini üstün tutmak, sanki onlarda Allah'ın haram kıldığını helal, helal kıldığını da haram kılma yetkisi varmış gibi, hakkı değiştirebilecek bir hakları varmış gibi, kasıtlı sapıklıklar şöyle dursun, Allah'ın emrine uymak gerektiğini hesaba katmadan, onlara itaat dahi öyle bir şirk ve küfürdür. Allah'ı bırakıp başkalarına tapmak demektir.
Merak ediyorum Çanakkale'yi anlatıpta nasıl kitapta bir kere bile Atatürk'ün adını geçirmezsin? Nasıl ya? Ve kitapta dinsel ögelere çok yer verilmiş. Çanakkalede kazanmamızı sağlayan şey dinimiz değildi askerlerimizin kanıydı. Çocuklarınıza bunu öğretecek tarihçileri okutun.