Allah'ın emirlerini gözardı ederek âlimler de velev cüz'î bir hüküm vazetme yetkisi bulunduğunu, hatta bir zerrenin bile hükmünün yerini değiştirmeye yetkili olduklarını kabul ve teslim eylemek Allah'dan başkasına bir Rabb'lık hissesi vermektir, onları 'min-dunillah' (Allah'ın gerisinde) Rabb edinmektir. Şeytanlara, tağutlara, Nemrud'lara, Firavun'lara, putlara ve evsana tapmak nasıl bir şirk ve küfür ise âlimlere de haddinden fazla kıymet vermek öyledir. Mesela; doğruyu yanlışı, hakkı batılı ayırmaksızın hak ilminin gereği olmayan fikirlerini, sözlerini, hakkın emrine dayanmayan, ondan
kaynaklanmayan şahsî görüşlerini, istek ve arzuya dayanan keyfi fetvalarını ve iradelerini üstün tutmak, sanki onlarda Allah'ın haram kıldığını helal, helal kıldığını da haram kılma yetkisi varmış gibi, hakkı değiştirebilecek bir hakları varmış gibi, kasıtlı sapıklıklar şöyle dursun, Allah'ın emrine uymak gerektiğini hesaba katmadan, onlara itaat dahi öyle bir şirk ve küfürdür. Allah'ı bırakıp başkalarına tapmak demektir.
Merak ediyorum Çanakkale'yi anlatıpta nasıl kitapta bir kere bile Atatürk'ün adını geçirmezsin? Nasıl ya? Ve kitapta dinsel ögelere çok yer verilmiş. Çanakkalede kazanmamızı sağlayan şey dinimiz değildi askerlerimizin kanıydı. Çocuklarınıza bunu öğretecek tarihçileri okutun.
Dikkat spoiler içerir.
Alpaslan, şehzade iken bir kale komutanı olan Yusuf Harezmi'nin kızı Hanko'ya tutulur. Hanko da onu sever ama babası Tekin Bey'in komutanı olduğu için kızını Alpaslan'a vermez. Bu arada veziri Nizamülmülk'ten Hasan Sabbah adındaki meczup Hakkında bilgiler edinmiştir. Ancak şu anda vatan sevgisi
Şimdi size
“Hüsn-ü Yusuf dur o güzellik timsalidir” desem
Bilirim söylediklerim tartışma açmaktan öteye geçmez
Kime göre güzellik?
Çağlar içinde konulmamış bir kanun?
Hem nerede görülmüş
tek başına güzellik
kendi ayakları üzerinde dursun?
Lorressima kaleminden mükemmel bir kitap olan #gökçen ile karşınızdayım. O kadar samimi bir dille yazılmış ki bayıldım öldüm bittim. O kadar beğendim anlayacağınız.Yazarımızın kalemine sağlık. Bu kadar beklemiyordum beklentimin çok daha üstündeydi.Sonunda birazcık gözyaşlarım pıt etse de genel olarak gülmekten kikirdeyerek okuduğum bir kitap oldu.
Hım... Görevler çatışmalar askerlik... Bunlar bir yanda dursun. Normal hayatından bahset. Yusuf Agâh Demiral, üsteğmen olmadığı zamanlarda ne yapar?
"Mihra'yı düşünür"