Her ne olursa olsun, ölümden sonraki yaşam, her zaman için sıkı sıkıya bir mezarın varlığına bağlanmıştır. Mezar hem ölünün ikametgahı, hem anısını sıcak tutan yer hem de kendisinin ve yaşayanların dünyasının buluşma mekanıdır.
Sayfa 262
YIKINTILAR KUŞU Yıkıntılar kuşu ayrılıyor ölümden, Yuva kuruyor gri taşta güneşte, Her acıyı, her belleği aşmış, Bilmiyor yarın nedir sonsuzda.
Sayfa 41
Reklam
ÇOĞU KEZ BİR UÇURUMUN SESSİZLİĞİNDE... Çoğu kez bir uçurumun sessizliğinde Duyarım (ya da, bilmem, duymak isterim) Bir vücudun düştüğünü dallar arasından. Uzun ve yavaştır Bu kör düşüş; hiçbir çığlığın Gelip kesmediği ya da bitirmediği. Düşünürüm o zaman ayin alaylarını Doğmasız ve ölmesiz ülkede.
Sayfa 34
BAHÇE Kar yağıyor. Taneler altında kapı Açılıyor sonunda Dünyadan daha çok olan bahçeye. İlerliyorum. Ama takılıyor Atkım paslı Bir demire, ve yırtılıyor Düşün bezi içimde.
Sayfa 158
o İlk kar erkenden bu sabah. Aşıboyası, yeşil Sığınıyorlar ağaçların altına. İkincisi, öğleye doğru. Renk diye Yalnızca çam yaprakları kalmış Ki düşüyor onlar da bazen kardan daha sık. Sonra, akşama doğru, Işığın terazi oku kımıldamaz oluyor. Gölgeler ve düşler aynı ağırlıkta. Biraz rüzgar Ayak ucuyla dünya ötesi bir sözcük yazıyor.
Sayfa 157
BİR YER AÇILSIN YAKLAŞANA... Bir yer açılsın yaklaşana, Üşüyen ve evi olmayan kişi. Bir lamba sesinin, Bir tek evin aydınlık eşiğinin çektiği kişi. Ve bitkinse daha endişe ve yorgunluktan, Söylensin yeniden onun için iyileştirme sözcükleri. Bu sadece sessizlik olan kalbe ne gerekir İşaret ve dua olacak sözcüklerden başka, Ve sanki biraz ateş ansızın geceleyin, Ve görülen masası yoksul bir evin?
Sayfa 29
Reklam
771 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.