Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Halk
Zamanımızın siyasi sorunlarına ne kadar ilgi gösterirlerse, kendilerini o kadar hayal kırıklığına uğramış ve rahatsız hissederler.
Sayfa 157Kitabı okudu
Reclus'nün sosyal coğrafyası tam anlamıyla siyasi bir coğrafyadır, sürekli, "kendinin farkında olan doğanın politiği" diyebileceğimiz bir meseleyi irdeler. Reclus'ye duyulan ilgiyi canlandırmak için belki de en büyük çabayı gösteren çağdaş Fransız coğrafyacı Yves Lacoste, Reclus'nün "en büyük Fransız coğrafyacı" olmasına karşın, "tümüyle yanlış anlaşıldığını", bunun nedeninin "akademik coğrafyanın temel epistemolojik sorunu: siyasetin dışlanması" olduğunu öne sürer. Lacoste, yakın geçmişteki sosyal coğrafya tartışmalarında, Reclus'nün sosyal coğrafyayı "ana malzemesi" yapan altı büyük ciltlik çalışmasının sistematik olarak "unutulmasını" ironik bulur. Bu durum bir bakıma, günümüzde sosyal ekolojiye ve radikal siyasi ekolojiye gösterilen ilgiyle benzerlik taşımaktadır. Bu gibi görüşler, ekolojik ve sosyal gerçeklikler de dahil "her şey bağlantılıdır" önermesine işaret ettiklerinde kimi zaman kabul görür ama bağlantının doğası araştırıldığında, ekolojik krizin kökenierinin merkezci ulus devlette ve korporatist kapitalist ekonomide olduğunu söylemeye cesaret edildiğinde, sık sık geçerlilikleri sorgulanır.
Sayfa 42 - pdfKitabı okudu
Reklam
Gemicik de alırsın Saray da dikersin
Sömürgeciler tarafından eski sosyal yapıların devrilmesi, yerli aristokrasinin kudretinin çok büyük ölçüde artmasına yol açmıştır. Bu durum, yerli aristokrasinin neden sömürgecinin müttefiki olduğunu açıklamaktadır.
... coğrafya, önce, savaş yapmaya yarar. Her bilim için, her bilgi için bilgikuramsal önkoşullar sorunu ortaya atılmalıdır; bilimsel süreç bir tarihe bağlıdır ve bir yandan ideolojilerle ilişkileri için­de, öte yandan uygulama ya da iktidar olarak düşünülmelidir. Coğ­rafya önce savaş yapmaya yarar sözü, sadece askeri harekata yarar anlamına gelmez; sadece şu ya da bu düşmana karşı açılması gereken savaş olasılığına karşı değil, aynı zamanda devlet örgütünün, üstün­de güç kullandığı insanları daha iyi denetlemek amacıyla, bölgeleri düzenlemesine yarar. Coğrafya, önce siyasi ve askeri uygulamalar için stratejik bir bilgidir ve ilk anda karışık, çok çeşitli bilgilerin biraraya gelmesini gerektiren de bu uygulamalardır. Bilgi için, bilginin parçalara ayrılması gerçeğinin dışına çıkılmazsa, bu bilgilerin varlık nedenleri ve önemleri kavranamaz.
Sayfa 12 - Özne Yayınları (1998)Kitabı okudu
Benim yaptığım jeopolitik tanımı ise daha kısadır ve jeopolitik kelimesini güçlü bir anlamda ele almaktadır. Ele aldığımız şey basında kullanılan ha­liyle jeopolitik olduğunda -ki giderek artan oranda böyledir- söz konusu olan, ister resmi ister yasadışı olsun, net olarak yerleşmiş siyasi güçler ara­sındaki ilişkilerdir. Etnik veya dini gruplar arasındaki kanlı mücadeleler, ülkeler arasındaki savaşlar, bir halkın bağımsızlık mücadelesi, büyük dev­letler arasındaki çatışma tehditleri. Ben ise, terimin başlangıçtaki anlamı itibarıyla jeopolitik derken, kentsel yığılmalar da dahil olmak üzere büyük veya küçük boyutlu bir toprak üzerindeki güç rekabetlerini kastediyorum. Jeopolitikte coğrafi toprak temel önemdedir, fakat söz konusu olan sadece var olan haliyle değil, kapsamı, engebe biçimleri ve kaynaklarıyla birlikte topraktır. Söz konusu olan aynı zamanda orada yaşayan erkekler ve kadınlar ve kendilerine anlatılan (haksız veya haklı) hikâye nedeniyle kabul ettikleri veya savaşım verdikleri iktidarlar, korkuları ve şu veya bu düzeyde yakın bir gelecek ile şu veya bu düzeyde uzak bir geçmiş hakkında yaptık­ları temsillerdir.
Sayfa 173 - Ayrıntı Yayınları (2014)Kitabı okudu
Aldatmaya katılıyorlarsa, kendileri aldatıldıkları içindir.
Sayfa 61 - profesörlerden ve öğretmenlerden bahsediyorKitabı okudu
Reklam
Söz konusu olan sıkıcı ve sonuç olarak anlamsız bir disiplindir, zira herkesin bildiği üzere "coğrafyada anlaşılacak bir şey yoktur, onları ezberlemek gerekir."
İbni Haldun hem katı ve gizemci, inançlı bir kişidir hem de çok büyük bir akılcı düşünürdür: böylece bir tür mucize olarak çıkar karşımıza... ...Demekki Halduncu tarih anlayışının doğuşu hem akılcılık ile din arasındaki uyuşmazlığın belli bir durumuna hem de İbni Haldun’un düşünsel evrimindeki belirleyici bir noktaya karşılıktır. Ancak, yaşamının son bölümünde Tanrıbilimcinin kaygıları, tarihçinin kaygılarına üstün gelmiş gözüküyor... Ortaçağ Arap uygarlığının çıkardığı en büyük düşünürlerin sonuncusu olan İbni Haldun’un tarihsel düşüncesi, dallarından çoğu kurumuş bulunan ve büyümesi yüzyıllarca duracak olan bir ağacın, tam anlamıyla olgunlaşmış, çok değerli meyvesi olarak gözüküyor bize.
Sayfa 250Kitabı okudu
Bir haritanın ölçeği, gerçek bir mesafe ile onun kâğıt üzerindeki temsili arasındaki küçültme oranını ifade eder. Kesirin paydası ne kadar büyükse, ölçeğe o kadar “küçük” denilir. Bu nedenle 1/1,000,000 ölçeğindeki bir harita, 1/10,000 ölçeğindeki bir haritaya göre çok daha küçük ölçeklidir, ancak ilki, ikincisine oranla çok daha büyük bir alanı ifade eder. Güçlü araçlar ve büyük alanlar veya çok sayıda insan üzerinde gerçekleşen bir eylemi ifade eden, "büyük ölçekli bir şey yapma”, “büyük ölçekli operasyon" gibi yaygın ifadelerin, harita ifadesinin tersi bir anlama sahip olduğu belirtilmelidir. Büyük ölçekli bir harita, görece küçük bir alanı temsil eder. Nereden türediği bilinmeyen bu karmaşa hayli yaygındır ve çok sayıda coğrafyacı da bu hatayı yapmaktadır.
Sayfa 94 - Ayrıntı Yayınları (2014)Kitabı okudu
192 syf.
·
Puan vermedi
Disiplinler arasında gidip gelirken coğrafyayı ele almak gerektigine inandım ve coğrafyacıların kutsal kitabı sayılacak bu çalışmaya denk geldim iyiki de gelmişim Lacoste çoğu yerde bir avukat edasiyla hikayesini savunsada calışmanin arasinda cımbızladığım bir kaç notum var. İlk olarak Küba'da ki devrimin ve Che'nin Bolivyada ki yenilgisini coğrafyayala açiklamak benim hiç aklima gelmemisti ve yerinde bir aciklama olmuştur. Siyasetin,sosyolojinin coğrafyadan ayri ele alinamayacağini dile getirir. İbni Haldunun coğrafyasında cokça dolanır özellikle cezayir ve tunus toplumsal hareketleriyle birlikte. Ve analizlerinde mukkaddeyi başat kitap olarak görür ve en nihayetinde bir savunma kitabıdır bence.
Coğrafya Her Şeyden Önce Savaş Yapmaya Yarar
Coğrafya Her Şeyden Önce Savaş Yapmaya YararYves Lacoste · Ayrıntı Yayınları · 201476 okunma
Reklam
Arabın Çöl Diniyle Siyaset Yürütme Ezikliği
Sömürgeleşen toplumların zayıflığı, büyük ölçüde, gelişmesi yüzyıllardır duran çok eski sosyal yapıların sürüp gitmesinden ileri gelmektedir. Gelişme devam etseydi bu toplumların sömürgeleştirilmesi mümkün olmayabilecek ve daha sonra azgelişmişliğe doğru yönelmeyebileceklerdi.
Sosyal düalizm, azgelişmiş ülkelerin tarihsel evrimlerinin belli bir anındaki özelliklerinden biri olmuştur.
Eşyanın onu üreten insandan daha değerli sayıldığı bir uygarlığın üretici güçleri geliştirmesine eleştirel bir gözle bakmak gerekiyor.Kaldı ki, bugün karşı karşıya olunan durum, üretici güçlerin tahribidir. En önemli üretici gücün insan olduğu ne yazık ki ekseri gözden kaçıyor. Bugün tüm dünyada üretilen sinir ilaçlarının ve teskin edicilerin yarısının ABD’de tüketildiği hatırlanmalıdır...
224 syf.
·
Puan vermedi
İbni Haldun’un, tarihin bilim olarak doğuşunu simgeleyen yapıtı Mukaddime, Ortaçağ Arap uygarlığının sönmeye yüz tuttuğu bir sırada kaleme alındığından, İbni Haldun’u ve düşüncelerini doğrudan izleyen bir akım ortaya çıkmadığı gibi, bu düşünce daha sonraki yüzyıllarda unutulmaya yüz tuttu. İbni Haldun, 14. yüzyılda toplumların iktisadi, sosyal ve
İbni Haldun: Tarih Biliminin Doğuşu
İbni Haldun: Tarih Biliminin DoğuşuYves Lacoste · Ayrıntı Yayınları · 201220 okunma
100 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.